1. Ceza Dairesi 2010/544 E. , 2012/1080 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 1 - 2009/286470
MAHKEMESİ : Muş Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ VE NO : 10/06/2009, 2008/54 (E) ve 2009/128 (K)
SUÇ : Adam öldürmek
TÜRK MİLLETİ ADINA
Sanık müdafiileri ve Cumhuriyet Savcısının temyiz talebi üzerine yapılan incelemede ;
1)Oluşa, dosya kapsamına ve sanığın aşamalarda değişmeyen savunmasına göre; olay tarihinde sanık ile maktulün alkol aldıktan sonra, olay yeri olan Dipsiz Göl mevkiine gittikleri,maktulün kullandığı araçtan inerek aracın sağ ön çamurluk köşesine geldiği, burada ele geçirilemeyen 7.65-mm tabanca ile önce havaya iki el ateş ettiği, sanığa da ateş etmesini söylediği, sanığın ateş etmek istememesi üzerine “sen korkaksın, ben ağayım, istersem kafama da sıkarım” diyerek tabancayı başına dayayıp bir el ateş ettiği, otopsi raporuna göre sağ temporal ön üst bölgeden giren mermi çekirdeğinin sol paryetal arka bölgeden çıktığı, ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı kafatası kırığıyla müterafık kafa içi değişimler sonucu ölümün meydana geldiği, atışın bitişik atış mesafesinden yapılmış olduğu, maktulün silahı başına dayadığı sırada sanığın engel olmak amacıyla sol elini uzattığı anda maktulün silahı ateşlediği, maktulün kafasından girip çıkan çekirdeğin sanığın sol el işaret parmağında yara meydana getirdiği, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’nun raporuna göre, mevcut yaralanma ve yanık alanı olarak tanımlanan lezyonun ateşli silah mermi çekirdeğinin isabeti ile oluşmasının tıbben mümkün görüldüğü, ancak kişiler hareketli olduklarından lezyonun hangi yön ve seviyeden yapılan atışla oluştuğu ve kişinin elinin hangi pozisyonda olduğunun tıbben tayin edilemeyeceği durumlarının belirlendiği, sanığın olaydan sonraki hareketleri ve emniyete bilgi vermemesi tek başına mahkumiyet kararı verilmesine yeterli olamayacağından, sanığın, üzerine atılı suçu işlediğini gösterir her türlü kuşkudan uzak, kesin ve yeterli delil elde edilemediği anlaşıldığı halde, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2)Kabule göre de; Mahkemenin 23.12.2005 günlü kararı ile sanığın beraatine, Dairemizin bozma kararı üzerine de 10.06.2009 günlü karar ile sanığın mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmakla, alt sınırı en az 5 yıl hapis cezasını gerektiren suçlardan yargılanma halinde, sanığın duruşmada hazır bulundurularak savunmasının alınması gerektiği gözetilmeden, talimatla alınan savunma ile yetinilerek karar verilmesi suretiyle CMK.nun 193,196/2.maddelerine aykırı davranılması,
Yasaya aykırı olup, sanık müdafiilerinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede ileri sürdüğü temyiz itirazları ile Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazlarının bu itibarla kabulüyle, re’sen de temyize tabi bulunan hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA), 22/02/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.
22/02/2012 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ... huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık K.. Y.. müdafiileri avukatlar ... ile F. T. yokluklarında 23/02/2012 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.