12. Ceza Dairesi 2016/2214 E. , 2016/6251 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 10/12/2015
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 1-765 sayılı TCK"nın 102/4, 104/2, CMK"nın 223/8. maddeleri gereğince düşme.
2-CMK"nın 223/2-c. maddesi gereğince beraat.
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraati ile sanık hakkında açılan davanın zamanaşımı nedeniyle düşmesine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A-)159 sayılı parselde bulunan su kuyusu nedeniyle sanık hakkında açılan davanın zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine ilişkin karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu"nun 10.03.1978 tarih, A-1017 sayılı kararıyla 1. derece arkeolojik sit alanı olduğu belirlenen bölge içerisinde yer alan, özel mülkiyete konu ... ilçesi, ... kasabası, ... mahallesi, ... sayılı parselde yer alan araziye izin alınmadan su kuyusu açıldığının tespit edilmesi üzerine, arazinin sahibi olan sanık ... hakkında soruşturmaya başlandığı, her ne kadar sanık hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan dava açılmış ise de; sanığın beyanlarında davaya konu su kuyusunun çok eski tarihli olduğunu, 30-35 yıldır bu arazide bulunduğunu beyan ettiği, dosyada tanık sıfatıyla dinlenen ..."un verdiği ifadelerinde, bu araziye yakın yerde kendi arazisi olduğunu, davaya konu su kuyusunun 30-35 yıllık olduğunu bildiğini beyan ettiği, 22.05.2009 tarihli olay yeri keşfine iştirak eden jeoloji mühendisinden alınan raporda, ... sayılı parselde bulunan su kuyusunun yakın bir zamanda açılmadığının belirlendiği, yine Dairemizin 02.07.2013 tarih, 2012/31674 esas, 2013/17965 karar sayılı bozma ilamı sonrası inşaat mühendisi ve jeoloji mühendisi bilirkişilerin katılımıyla gerçekleştirilen 16.01.2015 tarihli olay yeri keşfi sonrası alınan bilirkişi raporunda, kuyunun açılış tarihinin fiziksel olarak tespitinin mümkün olmadığının tespit edildiği, bu nedenle davaya konu su kuyusunun açıldığı tarihin birbiriyle uyumlu sanık ve tanık beyanlarıyla belirlenebileceği, böylece ... sayılı parselde bulunan su kuyusunun 30-35 yıl önce yapıldığı kabulünde ve taşınmazın maliki olan sanık ... hakkındaki davanın düşmesine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından;
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, sanık hakkında açılan davanın zamanaşımının dolduğu gerekçeleri gösterilerek mahkemece düşmesine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, katılan vekilinin kararın eksik inceleme ile verildiğine ve zamanaşımı süresinin dolmadığına ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, kamu davasının düşmesine ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
B-)11 sayılı parselde bulunan su kuyusu nedeniyle açılan dava sonucu sanık hakkında verilen beraat kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu"nun 10.03.1978 tarih, A-1017 sayılı kararıyla 3. derece arkeolojik sit alanı olduğu belirlenen bölge içerisinde yer alan, özel mülkiyete konu ... ilçesi, ... kasabası, Cumhuriyet mahallesi, 11 sayılı parselde yer alan araziye izin alınmadan su kuyusu açıldığının tespit edilmesi üzerine, arazinin sahibi olan sanık ... hakkında soruşturmaya başlandığı ve 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan davanın açıldığı, Dairemizin 02.07.2013 tarih, 2012/31674 esas, 2013/17965 karar sayılı bozma ilamı sonrası inşaat mühendisi, jeoloji mühendisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla gerçekleştirilen 16.01.2015 tarihli olay yeri keşfi sonrası alınan bilirkişi raporlarında, davaya konu su kuyusunun yapıldığı yerin, 3. derece arkeolojik sit alanı ilan edilen bölge içerisinde yer aldığının, yer altı suyu arama ve kullanma belgelerindeki tarihler de gözetildiğinde su kuyusunun 23.02.2007-15.03.2007 tarihleri arasında açılmış olabileceğinin tespit edildiği, her ne kadar sanık hakkında ilgili Koruma Bölge Kurulu"ndan izin almadan su kuyusunu açtırması nedeni ile 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan dava açılmış ise de; sanığın davaya konu yerde su kuyusu açtırabilmek için DSI Genel Müdürlüğüne başvurduğu ve DSI Genel Müdürlüğü II. Bölge Müdürlüğünden aldığı 23.02.2007 tarihli yer altı suyu arama belgesi ile 15.03.2007 tarihli yer altı suyu kullanma belgesine güvenerek davaya konu su kuyusunu açtırdığı, su kuyusunun açıldığı arazinin ilgili arama belgesinde belirtilen alan dahilinde ve sanığa ait arazi içerisinde olduğu, tüm bu nedenlerle sanıkta suç kastının bulunduğuna dair delillerin elde edilemediği ve sanık hakkında suç kastı yokluğu nedeniyle beraate karar verilmesinde bir aykırılığın bulunmadığı anlaşılmakla,
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, sanık hakkında beraate karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, katılan vekilinin, sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğine ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
24.12.2009 tarihli duruşmada tefrik kararı verilerek, ayrı bir esas numarası üzerinden yargılamasına devam olunan sanık ..."dan ele geçirilen taşınır kültür varlıklarının bu dava dosyası ile ilgisinin kalmamasına rağmen, hüküm fıkrasının C-2) bendinde kültür varlıkları hakkında da karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, mahal mahkemesince kararımızdan bir örneğinin, tefrik kararı verilerek yargılamasına ayrı bir esas numarası üzerinden devam olunan ..."ın dava dosyasına gönderilmesi gerekliliği belirtilmek suretiyle, hüküm fıkrasının C-2) bendinin hükümden çıkartılması suretiyle, hükümdeki usul ve kanuna uygun bulunan sair hususların aynen bırakılmasına karar verilmek suretiyle hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.