9. Hukuk Dairesi 2021/2114 E. , 2021/5777 K.
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 3. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı-birleşen dava davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı-birleşen dava davalı vekili, davalının davacı işverene ait işyerinde personel müdürü olarak çalıştığını, aynı dönemde davalının oğlunun da işyerinde çalıştığını, davacının oğlunun düzensiz çalışması sebebiyle davacıyla görüşüldüğünü, davalının yılbaşına kadar müsaade istediğini, yılbaşında fesih işlemi yapıldığında davalının bu durumu hazmedemeyerek işinde aksaklıklara sebebiyet verdiğini, bunun üzerine davalı ile görüşüp kendisi ile çalışmak istediklerini, kendisine izin verilip bir müddet sonra dönebileceğinin söylendiğini ancak davalının işlerin en yoğun olduğu Ocak ayında çalışmak istemediğini söyleyerek 16/01/2016 tarihinde işi terk edip gittiğini, davalının kullandığı bilgisayardaki programların bir kısmının davalı tarafından silindiğini, firma ile görüşüldüğünde programın tahrip edildiğinin bildirildiğini, 16/01/2016 tarihinde davalının sabah işyerine girip öğle saatlerinde işyerinden ayrıldığını, bilgisayarı davalı dışında kullanan olmadığını, tespit edilen zararın davalıdan talep edildiğini ancak davalının zararı telafi etme yoluna gitmediğini ileri sürerek, maddi ve manevi tazminat alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı-birleşen dava davacı vekili, davacı işyerinde 1983 yılından itibaren çalıştığını, görevini layıkı ile yerine getirmesine rağmen 16/01/2016 tarihinde işveren tarafından işten çıkarıldığını, 2 gün öncesinde davalıya bütün yasal hakları ödenerek işine son verileceğinin ve işleri ..."e devretmesinin istenildiğini, 16/01/2016 tarihinde gizlice odaya girip çıktığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, her zamanki gibi işine gittiğini 16/01/2016 tarihinde işine son verildiğini öğrenene kadar çalışıp işten ayrıldığını, tüm programların çoklu kullanıma açık olduğunu ve server bulunduğunu, sadece kendi şahsi eşyalarını alarak işyerinden ayrıldığını, hiçbir kaydı silmediğini, işyerinde kullanılan programın kaçak olarak internetten ücretsiz indirildiğini, personel servisinde kendisi dahil 4 kişi tarafından kullanıldığını, dosyaya konu programların kendisi tarafından silinmediği gibi işyerini herhangi bir zarara da uğratmadığını savunarak davanın reddini istemiş, birleşen davada ise, görevini gereği gibi yerine getirmekte iken işveren tarafından seninle yollarımızı ayırıyoruz denilerek işten çıkarıldığını, işten çıkarıldıktan sonra tekrar işe davet edilip asılsız isnatlarda bulunulduğunu, işyerinde kendisine mobbing uygulandığını ve istifaya zorlandığını, istifa etmeyince de iş akdine işveren tarafından son verilip sonrasında devamsızlık tutanakları düzenlendiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ve hafta tatili alacaklarının davalı işverenden tahsilini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, asıl davada kanıtlanamayan maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, birleşen davada davacı işçinin iş akdinin davalı işverence devamsızlık haklı nedenine bağlı olarak feshedildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, asıl dava bakımından verilen kararın isabetli olduğu, birleşen dava bakımından ise davacının iş akdine davalı tarafça son verildiği ve haklı nedenle son verildiğinin ispat edilemediği, davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı gerekçesi ile, davacı-birleşen dava davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı-birleşen dava davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davacı-birleşen dava davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı-birleşen dava davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Birleşen davada davacı işçinin hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Hafta tatili gününde çalıştığını iddia eden işçi, norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan hafta tatili ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde, işçi hafta tatilinde çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir.
Hafta tatillerinde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. Hafta tatili çalışmalarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
İşçinin çalışma olgusunun tespitinde işyerinde veya komşu işyerinde çalışanların tanıklığı önemli olduğu gibi tanık olarak dinlenecek kişinin tanıklığına güveni etkileyebilecek bir durumun olup olmadığı da araştırılmalıdır.
Dairemizin istikrarlı uygulaması gereği, davalı işveren aleyhine dava açanlar tanık olarak dinlenmiş ise bu işçilerin tanıklıklarına ihtiyatlı yaklaşılması gerekir. Bu beyanlar diğer yan delillerle birlikte değerlendirilerek, sonuca gidilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta; birleşen dava dilekçesinde davacı işçi hafta tatillerinde çalıştığını iddia ederek alacak talep etmiş, davalı ise talebin haksız olduğunu savunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının ayda üç hafta tatilinde çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır.
Davacı işçinin iddiasını ispatlamak amacıyla gösterdiği iki tanıktan birisi aynı işveren aleyhine dava açmış olup, husumetli tanık durumundadır. Diğer tanık ise davacının öz oğludur. Husumet ve akrabalık ilişkisi nedeniyle bu tanıkların beyanlarına ihtiyatlı yaklaşılması gerekmektedir. Aynı konuda dinlenen davalı tanıkları ise davacının fazla mesai iddiasını doğrular mahiyette beyanda bulunurken, hafta tatili çalışması bakımından aksi yönde beyanda bulunup davacının Pazar günü çalışmadığını beyan etmişlerdir. Davalıya ait işyerinde idari işler ve personel müdürü olarak çalışan davacının Pazar günleri işyerinde çalışmasını gerektirecek bir ihtiyaç olduğu da dosya kapsamında ortaya konulmamıştır. Açıklanan delil durumuna göre davacı tarafından usulünce ispatlanamayan hafta tatili ücreti talebinin reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.