23. Hukuk Dairesi 2018/1554 E. , 2020/3140 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulne yönelik verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı şirket vekili Av.... ile davacı şirket vekili Av. ..."nin gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan araç kiralama ile abone sayaçlarının kontrolü, kesilmesi ve açılmasına ilişkin sözleşmeler imzalandığını, sözleşmeler nedeniyle müvekkilinin, davalı tarafa teminat mektupları verdiğini, daha sonra sözleşmenin feshedildiğini, feshin ardından davalı tarafça verilen teminat mektuplarının haksız şekilde nakde çevrildiğini, ayrıca müvekkilinin düzenlediği faturaların davalı tarafça ödenmediğini, bu fatura bedelleri ile teminat mektubu bedellerinin tahsili için Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi"nde dava açtıklarını, mahkemenin 2013/301 E., 2013/319 K. sayılı kararıyla davanın kabulü ile, 372.287,13 TL"nin davalıdan tahsiline, müvekkilinin gecikme zammı yönünden fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, söz konusu dava dosyasında alınan ek bilirkişi raporunda ise, müvekkilin teminat mektubu bedelinden davalı tarafça müvekkili adına SGK"ya yapılan geç ödeme nedeniyle 125.735,26 TL gecikme zammı alacağı bulunduğunun tespit edildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 125.735,26 TL"nin 30.06.2010 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin, davacı şirket nezdinde muaccel olan ve muaccel hale gelecek bir çok alacağının bulunduğunu, bu nedenle takas def"inde ve mahsup itirazında bulunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Daremiz’in 2015/2459 E., 2015/8405 K. sayılı ilamı ile davalıya mahsup itirazına konu ettiği alacak miktarını açıklamak ve bu hususa ilişkin delil ve belgelerini sunmak üzere süre verilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekçesiyle bozulması üzerine bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu mahkemece, davalıya mahsup talebini açıklayarak delillerini sunması istenildiği, takasa konu olacak biçimde davacının üçüncü kişilere karşı ödemek zorunda kaldığı borçlardan kaynaklanan alacaklarını ileri sürerek takasa konu olacak deliller sunduğu, mahsuba ilişkin delil sunulmadığı, davacı tarafın takas define karşı savunmanın genişletilmesine muvafakat etmediklerini beyan ettiği gerekçesi ile mahsup talebi kabul görmemiş ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava, tacirler arası hizmet sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Davacının alacak iddiasına karşı davalı süresinde ibraz ettiği cevap dilekçesinde takas ve mahsup itirazında bulunmuştur. Mahkemece uyulan bozma ilamında davalının savunması mahsup, itirazı olarak değerlendirilerek bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi bozmaya gerekçe yapılmıştır bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda mahkemece muhsup itirazına ilişkin delil sunulmaması nedeniyle mahsup itirazı kabul görmemiş ise de bu konudaki gerekçede isabet bulunmamaktadır. Şöyleki; Taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca davacı yüklenici yüklendiği edimi kendi işçisi ile yerine getirmiştir. Sözleşme sona ermiş olsa dahi davacı ve davalı işçinin özlük hakları yönünden müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları için davalı tarafından davacı işçinin özlük hakları kapsamında bir takım ödemeler yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu ödemeler taraflar arasındaki sözleşme ile doğrudan bağlantılı olduğu için mahkemece uyulan bozma ilamında dairemizce bu ödemelerin mahsup olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Davalı yan da davacı işçilerinin özlük hakları kapsamında yaptığı ödeme belgelerini delil olarak dosyaya sunmuştur. Hal böyle olunca mahkemece yapılması gereken aynı hizmet ilişkisinde çalışan davacı işçileri için davalı tarafından yapılan ödemelerin davacı alacağından mahsup edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalı yararına takdir olunan 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.