Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/5816 Esas 2021/7762 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/5816
Karar No: 2021/7762
Karar Tarihi: 01.07.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/5816 Esas 2021/7762 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı olan avukatın, davalı şirketin alacağını tahsil etmek için yaptığı işlemler sırasında gereken özeni göstermediği ve kusurlu davrandığı gerekçesiyle davalıya 212,100 TL tazminat ödenmesine karar verilmiştir. Ancak, bu miktarın vergi dairesine ödemekle yükümlü olan gerçek zarar miktarı olan 187,320 TL ile sınırlı olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle, ilk derece mahkemesinin reddettiği tazminat talebinin kabul edilmesine karar verilmiştir. Kararda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. ve 373/2. maddeleri de açıklandı.
3. Hukuk Dairesi         2020/5816 E.  ,  2021/7762 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kabulüne dair yeniden esas hakkında verilen kararın, süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalının, avukatı olduğunu, şifahi sözleşme ile 25.600 TL meblağlı çekin tahsili hususunda davalı avukatın dava dışı üçüncü kişi aleyhine icra takibi başlatmasının kararlaştırıldığını, ancak davalının vekalet sözleşmesi gereği göstermesi gereken dikkat, özeni göstermediğini, kusurlu ve hatalı hareketleri sonucu davacı şirketin zarara uğradığını ileri sürerek; 212.000 TL maddi tazminatın zararın doğduğu tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı, davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, davalının, Avukatlık Kanunu gereğince icra takibi ile başlayan süreçte alacağın tahsil edilmesi için gereken işlemleri yaptığı, yani; borçlu hakkında başlatılan takip ve bu takibin safahatının davalı tarafından gerçekleştirildiği, ihalenin feshi davasının lehe sonuçlanması halinde, alacağa kavuşma durumunun oluşabileceği, aleyhe sonuçlanmasının da davalıya kusur izafe edilmesine sebep olmayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı, davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince; davalının görevini ifa ederken özen yükümlülüğünü yerine getirmediği, ihalenin feshi davasının sonuçları konusunda özellikle ihale bedelinin %10"u oranında 212.100 TL tutarında para cezası ile cezalandırılacakları konusunda davalıya karşı bilgilendirme yükümlülüğünü de yerine getirdiğini ispat edemediği; hukuki sürecin işleyişi konusunda da açıklama yaptığını ispatlayamadığından zararın meydana gelmesinde kusurlu olduğu gerekçesiyle; davacı tarafın istinaf nedenleri yerinde görülerek, davanın kabulü ile 212.100 TL tazminat tutarının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; karar, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Dosyanın incelenmesinde; ihalenin feshi davası sonucu davacı aleyhine hükmedilen 212.100 TL para cezasına ilişkin olarak davacının ... Vergi Dairesi Müdürlüğüne ödeyeceği miktarın tecil ve taksitlendirme başlıklı belgede 187.320 TL olarak belirtildiği nazara alındığında davacının gerçek zararının vergi dairesine ödemekle mükellef olduğu (187.320 TL) miktar ile sınırlıdır.
    Bu itibarla, bölge adliye mahkemesince; davacının gerçek zararının 187.320 TL olduğu nazara alınarak inceleme ve değerlendirme yapılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nın 371. maddesi uyarınca bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, aynı Kanun"un 373/2 maddesi uyarınca dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 01/07/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.