Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/2632
Karar No: 2018/3002
Karar Tarihi: 26.04.2018

Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2018/2632 Esas 2018/3002 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi         2018/2632 E.  ,  2018/3002 K.

    "İçtihat Metni"

    Dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçlarından şüpheliler ... ve diğerleri haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 07.07.2017 tarihli ve 2017/39928 soruşturma, 2017/48661 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 12.10.2017 tarihli ve 2017/3097 değişik iş sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 27.02.2018 gün ve 94660652-105-34-11988-2017 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08.03.2018 gün ve 2018/18046 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
    Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
    Müştekinin 07/03/2017 tarihli dilekçesi ile şüpheli ..."in kendisini yaraladığından bahisle de şikayetçi olmasına karşın, bahse konu eyleme yönelik herhangi bir değerlendirme yapılmamış ve yine İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 12/10/2017 tarihli kararı ile sadece şüpheli ....ile ilgili değerlendirme yapılmış ise de, bahse konu hususların dava zamanaşımı süresi içerisinde mahallinde giderilebilecek eksiklikler olduğu gözetilerek yapılan incelemede;
    5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
    Somut olayda müşteki.... ile şüphelilerin kardeş oldukları ve 22.09.2015 tarihinde vefat eden babaları..."in kendilerine bıraktığı mirastan dolayı aralarında anlaşmazlıklar bulunduğu, bu sebepten dolayı şüphelilerin birlikte hareket ederek müştekinin miras payını da etkileyecek şekilde mirasa konu ... isimli şirket kapsamında birtakım usulsüzlükler yapıldığını, naylon fatura düzenlendiğini ve gerçeğe aykırı tasarruflar yapıldığının iddia edildiği, öncelikle taraflar arasında bulunan tüm dava dosyalarının temin edilerek incelenmesi, gerekli görülmesi halinde dosya örneklerinin alınması veya dosya inceleme tutanaklarının düzenlenmesini takiben, dosya içeriklerinin iddia olunan olaylara ilişkin olduğunun anlaşılması ve bahse konu dosyalarda bilirkişi raporlarının bulunması hâlinde örneklerinin de alınmasını müteakip, anılan şirket ve şirket yönetimine ilişkin tüm evrakların ve belgelerin istenilmesi, söz konusu evraklar üzerinde iddia olunan eylemlere ilişkin gerekli bilirkişi incelemelerinin yaptırılması, taraflar arasında İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/31 esasına kayden görülmekte olan tereke davasının neticesinin beklenilerek, iddia olunduğu şekilde belirlenecek olan müştekinin miras payı aleyhine olacak şekilde hileli işlemler yapılıp yapılmadığının tespit edilerek, sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumlarının tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
    Şüphelilerin, 22.09.2015 tarihinde vefat eden babaları...’in bıraktığı terekede 56 pay üzerinden 6 pay hakkı bulunan şikâyetçinin bu haklarını olumsuz etkileyecek hukuka aykırı tasarruflarda bulunmak suretiyle dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda; şüphelilerin savunmalarında, şikâyetçinin yasal prosedürü beklemeden miras payının hesaplanarak kendisine nakit verilmesini istediğini, ancak bu talebin hem terekenin mevcudu ile kıymetinin tespiti hem de esas yekûn tutan iki otelinin amcalarının da ortak olduğu şirketlere ait olması yanı sıra ortağı oldukları şirketlerin yatırımlarının acil ve ciddi nakdi gerektirmesi nedeniyle kabul etmediklerini, yasal işlemlerin de henüz tamamlanamaması nedeniyle miras paylaştırma yoluna gidilemediğini, şikâyetçinin miras payını etkileyecek tasarruflarda bulunmadıklarını belirterek suçlamaları kabul etmemeleri yanı sıra şikâyetçi vekili (davacı vekili) tarafından, vasiyetname üzerine bırakılan terekenin TMK’nın 595/son hükmü gereğince resmen yönetilmesi ve gerekli koruma kararının alınması amacıyla İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesine dava açıldığı, mahkemece, müteveffa..."in terekesinin tespiti ve koruma önlemleriyle ilgili işlemlere başlanıldığı, bu kapsamda, hissedarı olduğu şirketin kayıt ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, şirketlerin genel kurul toplantılarına katılmak üzere tereke idare memuru ataması yapıldığı, ilgili bankalara tereke mevcudunun tespiti için müzekkereler yazıldığının anlaşıldığı, şikâyetçinin buna rağmen 02.06.2016 tarihli dilekçesi ile feragat etmesi nedeniyle davanın reddine karar verildiği, kararın da davalı vekillerince (şüpheliler ile diğer mirasçılar) temyiz edildiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, şikayetçinin murisin ölümüyle mirasa hak kazanması nedeniyle haklarını koruyucu önlemlere başvurması mümkün olduğu gibi, miras haklarının ihlal edildiği ya da ... Holding ve bağlı şirketlere ait malvarlığı mevcudunun azaltıldığı gerekçesiyle hukuk mahkemelerinde haklarını arayabileceği, dolayısıyla atılı suçların yasal unsurlarının oluşmadığı belirlenmekle, İstanbul 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 12.10.2017 tarih ve 2017/3097 değişik iş sayılı kararına yönelik yapılan kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 26.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi