Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm her iki dava yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davalı-davacı kadının kocasına ağır hakaretlerde bulunduğu ve küçük düşürücü söylentiler çıkardığı, kocanın da eşine ve eşinin önceki evliliğinden olan kızına ağır hakaretlerde bulunduğu ve kızını istemediği, evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda eşit kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davalı-davacı kadın da dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, kadının davasının da kabulüne (TMK.md. 166/1) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır. S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre, davalı-davacı kadının kocanın boşanma davası ve ferilerine ilişkin temyiz itirazlarıyla, davacı-davalı kocanın temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 24.02.2010 (çrş.)