14. Hukuk Dairesi 2016/14825 E. , 2020/2045 K.
"İçtihat Metni"14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 17/12/2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28/04/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacılar vekili, davacıların murisi..."e dava konusu 5243 ada 12 parselde 71 m2"lik bölüm için 06/11/1984 tarihinde verilen tapu tahsis belgesine istinaden anılan parselde 71 m2"lik hissenin tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili; davanın açılabilmesi için gerekli şartların oluşmadığını, davacının ödediği meblağın taşınmazın gerçek değeri olmadığını, idarece tespit edilen bedelin ödenmesi gerektiğini ve Düzenleme Ortaklık Payına ilişkin kesinti yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne 5243 ada 12 parselin davalı adına mevcut tapu kaydının iptali ile taşınmazın tamamı 4 pay kabul edilerek birer paylarla davacılar adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiş.
Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763- 864 sayılı kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir. Tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için;
-Hukuki yönden geçerliliğini koruyan bir tapu tahsis belgesinin bulunması,
-Tahsise konu yerde 3194 sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca imar planı veya 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasa uyarınca ıslah-imar planlarının yapılmış olması,
-İlgilisine, tapu tahsis belgesi gereğince bir başka yerden tahsis yapılmamış olması,
-Tahsise konu yerin kamu hizmetine ayrılmamış ve imar planına göre konut alanında kalmış olması,
Tahsise konu yer ile tescili istenilen taşınmazın aynı yer olup olmadığı ve taşınmazın niteliklerinin belirlenmesi amacıyla mahallinde uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılması,
-Tahsise konu arsa bedelinin ödenmiş olması, ödenmemiş ise taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanarak hükümden önce mahkeme veznesine veya belirlenecek tevdi mahalline depo edilmiş olması.
-İmar parsellerinin oluşturulması sırasında, şuyulandırmaya tabi tutulan parselden 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 18/b-c maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payı kesilip kesilmediğinin, kesilmiş ise uygulanan oranın saptanması gerekir,
-Mahkemece, yukarıda belirtilen koşullar doğrultusunda yapılacak inceleme sonucunda, tescil isteğinin kabulü için yasal koşulların oluştuğu kabul edildiği takdirde, 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 10/C-2 maddesi gereğince tahsise konu yerde uygulanan düzenleme ortaklık payının (DOP) davacıyı da bağlayıcı nitelikte olduğu dikkate alınarak tahsis miktarından bu oranda yapılacak indirimden sonra kalan miktarın tesciline karar verilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;
Davacıların miras bırakanı ... adına verilen tapu tahsis belgesindeki miktar 71 m2"dir. Dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede ve dava konusu parselde imar uygulaması sonucu %35 oranında DOP kesintisi yapılmıştır. Tapu tahsis belgesinde yazılı 71 m2"den %35 oranında DOP kesintisi yapılarak, dava konusu taşınmazda hisselendirme suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, taşınmazın tamamının tapu kaydının iptali doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.