22. Hukuk Dairesi 2017/28979 E. , 2020/5417 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde 01.10.2010-18.02.2014 tarihleri arasında aşçıbaşı olarak aylık net 1.250 TL ücretle, 19.02.2014-3.12.2014 tarihleri arasında kaynakçı olarak net 1.400 TL ücretle çalıştığını iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı nedenle feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ve fazla çalışma ücreti ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının fazla çalışma yapmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının fazla çalışma ücreti ile hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda, davacı davalıya ait işyerinde önce aşçıbaşı olarak, daha sonra kaynakçı olarak çalıştığını, her iki dönemde de fazla çalışma yaptığını ayrıca hafta tatilinde çalıştığını ileri sürerek bu çalışmalara ilişkin ücretlerinin hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Mahkemece davacının kaynakçı olduğu döneme ilişkin taleplerin reddine karar verilmesi isabetli ise de; aşçı olarak çalışılan döneme ilişkin ret gerekçesi yerinde değildir. Davacı taraf dava dilekçesinde, aşçı olduğu dönemde haftanın 6 günü ve ayda ortalama 3 pazar günü olmak üzere 07.00 - 20.00 saatleri arasında çalıştığını ileri sürmüştür. Mahkemece, davacının (kendi iş sözleşmesinin feshinden sonra) tanık olarak dinlendiği bir başka dosyada, aşçı olduğu döneme ilişkin olarak işverenden fazla çalışma ve hafta tatiline ilişkin bir alacağı olmadığını ifade ettiği ve işin niteliği gereğince aylık ücretinin de asgari ücretin çok üstünde oluşu ve iddia olunan sürelerin yıllık 270 saatin üstünde olmayışı nedeniyle reddedilmiştir. Oysa davacının anılan dosyadaki tanık sıfatıyla beyanı incelendiğinde, “...ben aşçılık yaparken sabah 07:00 aksam 20:00 arası çalışırdım... ancak ben yemekhanede çalıştığım zaman maaşım standarttı. Fazla mesai yapmıyordum kaynakçı iken de çok fazla mesai yapmadım. İşverenden de bir alacağım yoktur." şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmakta olup, davacının fazla çalışma yapmadığına yönelik anlatımının “07.00-20.00 saatleri arasındaki süreyi aşacak şekilde çalışmadığı” şeklinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Davacı, Kanunda ifade edildiği şekliyle 45 saati aşan bir çalışmasının bulunmadığını ifade etmemekte, işyerinde fiilen uygulanan (07.00-20.00 saatleri arasındaki) çalışma süresini aşan çalışmasının olmadığını belirtmektedir. Hal böyle olunca, mahkemece hatalı hukuki gerekçe ile aşçı olarak çalışılan döneme ilişkin fazla çalışma ücreti ve hafta tatili ücreti talebinin reddine karar verilmesi yerinde değildir. Yargılama sırasında dinlenen davacı ve davalı tanıkları davacının aşçı olarak çalıştığı dönemde haftada 6 gün 07.00-20.00 saatleri arasında çalıştığını, ayrıca ayda iki pazar çalıştığını ifade etmiştir. Bu halde davacının fazla çalışma ve hafta tatili günlerinde çalışma iddiasını tanık anlatımı ile ispat ettiği kabul edilmeli, davacı ve davalı tanıklarının ortak anlatımına göre davacının aşçı olarak çalıştığı dönemde “ haftada 6 gün 07.00-20.00 saatleri arasında ve ayda iki pazar günü çalıştığı” kabul edilerek sonuca gidilmelidir. Belirtilen yönler dikkate alınmadan yazılı gerekçe ile fazla çalışma ücreti ve hafta tatili ücreti talebinin reddine karar verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.06.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.