Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/20093
Karar No: 2017/5624
Karar Tarihi: 17.05.2017

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/20093 Esas 2017/5624 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/20093 E.  ,  2017/5624 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, müvekkillerinden ... adına, diğer davacılar olan çocukları nam ve hesabına davalı ile hayat sigorta poliçesi düzenlendiğini, müvekkilinin ödeme zorluğu nedeni ile bu sigorta birikimlerini, iştira bedellerini almak istediğini, açıklayıp poliçelerin hayat sigortası iştira bedellerinin müvekkilinin müracaat tarihi olan 22.11.2002 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili; davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığını, poliçede lehdar olarak görünen kişilerin aktif dava ehliyetlerinin bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü 9.206,38 TL alacağın 06.08.2007 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava hayat sigorta sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    Dava konusu sigorta poliçesinin zorunlu bir unsuru olan Hayat Sigortası Genel Şartları"nın A.2 maddesinde de açıklandığı üzere, can sigortasının en önemli grubunu oluşturan hayat sigortasında sigortacı, prim ödeme karşılığında sigorta ettirene veya onun tarafından belirtilen bir kimseye sigortalının ölümü halinde veya sözleşmede belirtilen tarihte hayatta kalması koşulu ile belirli bir meblağın ödenmesini yükümlenir. Hayat sigorta sözleşmesinin diğer tarafına da sigorta ettiren denilmektedir. Sigorta ettiren, prim ödeme dahil olmak üzere sigorta sözleşmesiyle sigortacıya karşı yükümlülük altına giren kişidir. Sigortalının veya lehdarın sigorta ettiren dışında başka kimse olması mümkündür. Sigorta sözleşmesinin özel hükümleri, tamamen sigorta ettirenin iradesine göre tayin edilir. Sigorta ettirenin sigortalı olması hali dışında, sigortalının veya lehdarın değiştirilmesi, poliçenin ücretsiz hale getirilmesi, iştira, sigortacıdan ödünç alma gibi yetkiler, sigorta ettirene aittir. Hayat sigorta sözleşmesinin genel şartlarının A.1 maddesinde de sigortalı, sigorta ettiren ve lehdarın tanımları yapılmış, hak ve yetkileri belirlenmiştir.Somut olayda davacılardan ... ile davalı arasında 090/3634510-8 nolu, 06.08.1996 başlangıç, 06.08.2007 bitiş tarihli poliçe ile geleceğin sigorta poliçesi adı altında poliçe düzenlenmiş, bu poliçede lehdar olarak ... tayin edilmiştir. Yine davacılardan ... ile davalı arasında 090/3634519- 9 nolu, 06.08.1996 başlangıç, 06.08.2007 bitiş tarihli poliçe ile geleceğin sigorta poliçesi adı altında poliçe düzenlenmiş, bu poliçede lehdar olarak ... tayin edilmiştir. Bir diğer poliçe ise davacılardan ... ile davalı arasında ... nolu, 06.08.1996 başlangıç, 06.08.2007 bitiş tarihli poliçe ile geleceğin sigorta poliçesi adı altında poliçe düzenlenmiş, bu poliçede lehdar olarak ... tayin edilmiştir.Davalı sigortacıya çekilen ihtarname içeriği, dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, üç yılı aşkın primi ödenen poliçenin sigortacı davalı tarafından satın alınması (iştira) istenmiştir.İştira istemi, hayat sigortasında sigorta ettireninin bir hakkı olup, sigorta ettirenin sigorta sözleşmesine son vermek suretiyle, sigortacının nemalandırdığı meblağın (riyazi ihtiyatın) kendisine verilmesini talep etmesidir.Hayat sigorta poliçesinde lehtar atanmakla sözleşmenin üçüncü kişi yararına düzenlenmiş sözleşmelerden olduğu değerlendirilmektedir. 3. kişi yararına düzenlenen sözleşmelerde, sigortalı tarafından lehdar açıkça azledilmedikçe poliçeden doğan hakların alacaklısı lehtardır. Dosya kapsamından lehdarların azledildiğine dair bilgi bulunmamaktadır.Dava konusu olaya uygulanması gereken mülga 6762 sayılı TTK"nın 1327. maddesi ve uyuşmazlığa konu sigorta poliçesinin zorunlu unsuru bulunan genel şartların C.6 maddesi uyarınca şartları oluştuğu takdirde davalı sigortacının poliçeyi belirlenen koşullarda satın alması, başka bir ifadeyle iştira etmesi zorunludur. İştirak hakkının kullanılması, anılan kanun maddesi ve taraflar arasındaki sözleşmenin genel şartları hükümleri birlikte dikkate alındığında kural olarak sigorta ettirene aittir. Ancak, doktrinde üçüncü kişinin lehdar tayini hallerinde, sigorta ettirenin lehdarı değiştirme hakkından feragat etmiş ve sigorta poliçesini de lehdara teslim etmiş olması koşullarının varlığında bu hakkın lehdar tarafından da kullanılabileceği kabul edilmektedir (Bkz. Atabek, R.; Sigorta Hukuku, İstanbul 1950, sh. 346 ve devamı).
    Dava konusu olayda davalı vekili davacıların aktif dava ehliyetinin olmadığını savunmuştur. Ancak, mahkemece aktif dava ehliyetinin yokluğuna ilişkin bu savunma üzerinde hiç durulmamış, anılan itiraz olumlu ya da olumsuz şekilde bir karara bağlanılmamıştır. Bu durum karşısında, davalı vekilinin davacının aktif dava ehliyeti olmadığı yönündeki savunması değerlendirilmeden yazılı şekilde işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.Kabule göre de; davacılar ihtiyari dava arkadaşı olup her bir davacı lehine ayrı ayrı gerekirken yazılı şekilde “... davacılara verilmesine...” şeklinde hüküm kurulması infazda tereddüt yaratacak olup karar bu nedenle de doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 17/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi