12. Ceza Dairesi 2020/9690 E. , 2021/1689 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme, yalan tanıklık, suç üstlenme
Hüküm : 1-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında taksirle öldürme suçundan, sanık ... hakkında yalan tanıklık suçundan CMK"nın 223/2-e maddesi gereğince beraat, sanık ... hakkında suç üstlenme suçundan CMK"nın 223/2-b maddesi gereğince beraat
2-Sanık ... hakkında TCK"nın 85/1, 62, 53/1. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanık ...’in mahkumiyetine, aynı sanığın suç üstlenme suçundan beraatine, suça sürüklenen çocuk ...’in taksirle öldürme suçundan beraatine, sanık ...’nin yalan tanıklık suçundan beraatine ilişkin hükümler, katılan ...,sanık ... müdafii ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Temyiz dışı sanık ..."a ait beton santrali makinasının kamyon üzerine yüklemesinin vinç ile yapılması işini sanık ..."e verdiği, makinanın sökülmesi ve montajı için ise ölen ... ve tanık ... ile anlaştığı, suça sürüklenen çocuk ..."in ..."in oğlu olup birlikte çalıştıkları, olay tarihinde açık alanda kamyon üzerine yükleme yapılırken vincin halatının kopması neticesinde kamyonun üzerinde bulunan İsmet"in siloyla kamyon arasına sıkışması sonucu öldüğü, bilirkişi raporlarına göre silo yükleme işini yapan Şengenç oto kurtarma ve vinç şirketinin asli kusurlu olduğu, ölen ..."ın asli kusurlu olduğunu, iş sahibi ..."ın tali kusurlu olduğunun tespit edildiği, tanık ... ...’nün aşamalardaki beyanlarında “... ve oğlu ...’le birlikte yükleme işini yaptıkları, dört gün boyunca vinci ... isimli şahsın kullandığı, olay günü sat 15:00 sıralarında vinci yine ... isimli şahsın kullandığı halde yükleme yaptıkları, on dakikalığına lavoba ihtiyacı için ayrılıp geri geldiğinde arkadaşı İsmet"in kamyonun içerisinde kamyonun arka kapağı ile yüklenen silo parçasının arasında belden aşağı kısmının sıkışmış vaziyette olduğunu gördüğünü, vincin halatının kopuk vaziyette olduğu, halen vinci ...’in kullanmakta olduğunu gördüğünü beyan ettiği, tanık ...’in soruşturma ve kovuşturma ifadelerinde “kaza anında sanık ...’in iş görüşmesi için kendisinin işyerinde yanında olduğu sırada telefon gelmesi üzerine kaza olmuş işyerime gidiyorum diyerek yanından hızlıca ayrıldığını” belirttiği olayda;
1-Suça sürüklenen çocuk ...’in taksirle öldürme suçundan beraatine ilişkin hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre,katılanın sair temyiz taleplerinin reddine ancak;
Yukarıda izah edilen oluş çerçevesinde tanık beyanları da dikkate alındığında olay sırasında suça sürüklenen çocuk ...’in vinci kullanarak ...’ın ölüme sebebiyet vermesi nedeniyle suça sürüklenen çocuğun mahkumiyeti yerine dosyada mevcut delil durumuna uygun düşmeyen yetersiz gerekçelere dayalı olarak sanığın beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA,
2-Sanık ...’nin yalan tanıklık suçundan, sanık ...’in ise suç üstlenme suçundan beraatine ilişkin hükümlere yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre,katılanın sair temyiz taleplerinin reddine ancak;
Dosya içeriğine göre, sanık ...’ın aşamalardaki beyanlarında “olay sırasında vinci sanık ...’in kullandığını beyan ettiği”, ancak tanık ... ve tanık Ahmet’ın beyanları ile vinci, suça sürüklenen çocuk ...’in kullandığının anlaşılması, ayrıca tanıklar ... ve ...’in aşamalardaki ifadelerinde “kazadan sonra ... ve ... ile birlikte eve oturdukları sırada, kaza esnasında vinci ...’in kullandığını, bunu tırcının gördüğünü, tırcıya para vermek sureti ile vinci ..."in değil de ..."in kullandığı şeklinde ifade vermeyi kabul ettiğini anlattıkları” yönündeki beyanları karşısında; sanık ...’a atılı yalan tanıklık suçunun, sanık ...’e atılı suç üstlenme suçunun sübut bulduğu anlaşılmakla sanıkların yüklenen suçlardan mahkumiyetleri yerine yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA,
3- Sanık ... taksirle öldürme suçundan mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre,katılanın, mahalli Cumhuriyet savcısının ve sanık müdafinin sair temyiz taleplerinin reddine ancak;
a)Taksirle işlenen suçlarda TCK"nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanmayacağının gözetilmemesi,
b)TCK"nın 50/4. maddesinde, taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hapis cezasının uzun süreli de olsa, diğer koşulların varlığı halinde adli para cezasına çevrilebileceği, yargılama sürecindeki davranışları lehine değerlendirilerek TCK"nın 62. maddesi uygulanan sanık hakkında, sanığın kişilik ve sosyal ekonomik durumu da dikkate alınarak, asli kusurlu olduğu tespit ve kabul edilen sanık hakkında tayin edilen hapis cezasının TCK"nın 50/1-a maddesi gereğince paraya çevrilebileceği gözetilmeksizin, lehe yasa hükümlerinin uygulanmasına yönelik talep bulunmasına rağmen mahkemece anılan hüküm tartışılmaksızın “verilen cezanın mahiyeti ve miktarı itibariyle yasal şartları oluşmadığı” şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile TCK’nın 50. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup olup, sanık müdafinin, mahalli Cumhuriyet savcısının ve katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeple 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca tebliğnamedeki isteme uygun olarak BOZULMASINA, 17.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.