MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.04.2001 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 29.09.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi müdahil Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_K A R A R_

Davacı, 141 Ada 1 parsel sayılı taşınmazın boşluk ve mera olduğu iddiasına dayalı olarak, tapu kaydının iptali ile köy tüzel kişiliği adına tescilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Müdahil Hazine ise 15.1.2003 tarihli dilekçesi ile taşınmazın iptali ile Hazine adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 26.300 m2 lik kısmın tapu kaydının iptali ile "köy orta malı" olarak davacı köy tüzel kişiliği adına tesciline, Hazinenin talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmü, müdahil Hazine vekili temyiz etmiştir.
Hazine vekili 15.1.2003 tarihli dilekçesi ile davaya katılarak uyuşmazlık konusu yerin "mera" nitelikli yerlerden olduğunu ileri sürerek gerçek kişi adına oluşturulmuş mülkiyete ilişkin tapu kaydının iptali ile taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasını istemiştir. Hazinenin mera nitelikli yerler için açılmış bir davaya müdahil olarak katılmasının, ayrı bir dava açmış gibi yorumlanması gerekir. Hazine harçtan muaf bulunduğundan açtığı davanın eldeki dava ile birleştirilmiş biçimde kabulü ile hükmü bağımsız biçimde temyiz etmesinde de yasaya aykırılık yoktur. Hal böyle olunca; Hazine vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi gerekmiştir. 11.6.2001 tarihli keşifte dinlenen tanıklar ..., ... ve ... taşınmazın bulunduğu köy dışından dinlenen tanıklardır. Bunların birbirlerine uygunluk teşkil eden beyanlarına göre dava konusu parselin tamamının Derbent Köyünün merası olduğu, bu köye ait hayvanların burada yayıldıkları ve taşınmaz içinde var olan su ile de sulandıkları ve taşınmazın sıvat yeri görevi de gördüğü anlaşılmaktadır. Sözü edilen bu tanıkların davalılarla, Derbent Köyünde oturan diğer kişilerle çıkar ilişkileri ve çatışmaları ileri sürülmediğine göre beyanlarına itibar etmek gerekir. Taşınmazın tamamının mera nitelikli yerlerden olduğu da ziraat bilirkişi raporlarından anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazın tümünün mera olduğunun kabulü ile tamamı hakkında tapu kaydının iptali ile çap kapsamının mera olarak sınırlandırılmasına karar verilecek yerde özel mülkiyete konu teşkil edecek şekilde kabulü ile yazılı olduğu biçimde hüküm oluşturulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 09.02.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.