11. Ceza Dairesi 2017/17336 E. , 2020/1422 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Adli sicil kaydına göre tekerrüre esas sabıka kaydı bulunan sanık hakkında TCK’nin 58. maddesinin uygulanmaması isabetsizliği, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamıştır.
1- Sanık hakkında, olay tarihinde hız sınırını aştığı, filmli cam kullandığı ve emniyet kemeri takmadığı gerekçeleri ile görevlilerce cezai işlem uygulanırken, müştekinin bilgilerini içeren sahte sürücü belgesi ibraz ederek trafik ceza tutanakları ve düzenlettirdiği iddiası ile açılan davada; sanığın 23/02/2012, 04/03/2013 ve 13/03/2013 tarihli trafik idari para cezası karar tutanaklarını müşteki ... adına düzenlenmesine sebep olmaktan ibaret eylemlerinin zincirleme şekilde 5237 sayılı TCK"nin 206. maddesinde düzenlenen "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek üç ayrı resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması yasaya aykırı,
2- 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18/02/2020 tarihinde üç değişik tarihte gerçekleşen sanığın her eyleminin ayrı ayrı "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunu oluşturacağına dair sayın Üyeler ... ve ..."ın değişik görüşüyle, diğer yönlerden ise oy birliği ile karar verildi.
DEĞİŞİK GÖRÜŞ;
Dairemizin 2017/17336 Esas, 2020/1422 Karar sayılı 18.02.2020 tarihli kararına ilişkin değişik görüş;
Sayın çoğunluk ile aramızdaki görüş ayrılığı; 23.02.2012- 04.03.2013- 13.03.213 tarihlerinde görevlilerce hakkında trafik idari para cezası tutanağının düzenlenmesi sırasında gerçeğe aykırı beyanda bulunarak kendisini müşteki ... olarak tanıtıp, müşteki adına üç ayrı trafik idari yaptırım ceza tutanağı düzenlenmesine sebep olan sanığın her bir eyleminin ayrı ayrı "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunu mu , yoksa zincirleme şekilde "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunu mu oluşturduğuna ilişkindir.
TCK"nin 43. maddesinde; "Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır” biçiminde zincirleme suç hükümleri düzenlenmiştir.
Buna göre TCK"nin 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için; bu suçların aynı suç işleme kararı altında işlenmesi gerekmektedir.
Suçların aynı yerde işlenmeleri, suç işleme kararındaki birliğin bir işareti olarak kabul edilebilir ise de aynı suç işleme kararının varlığının, olaysal olarak suçun işlenmesindeki özellikler, suçun işleniş biçimi, fiillerin işlendikleri yer ve işlenme zamanı, fiiller arasında geçen süre, mağdurların farklı olup olmadıkları, ihlal edilen değer ve yarar ile korunan değer ve yarar, olayların oluşum ve gelişimi ile tüm özellikleri değerlendirilerek belirlenmelidir.
Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu 21.02.2017 tarih ve 2016/990 Esas, 2017/73 Karar sayılı içtihadında ; "Sanığın, trafik kuralı ihlali yapması üzerine 12.08.2007, 08.07.2008, 05.11.2008 ve 27.03.2010 tarihlerinde görevlilerce hakkında trafik suç tutanağının düzenlenmesi sırasında kendisini Coşkun Çimen olarak tanıtıp adı geçenin kimlik ve sürücü belgesi bilgilerini kullanarak katılan adına dört ayrı trafik suç tutanağı düzenlenmesine neden olduğu olayda; sanığın, trafik suç tutanaklarının düzenlenmesi sırasında katılanın kimlik bilgilerini içeren herhangi bir belge sunmaması ve katılanın kimlik bilgilerin ihtiyacı oldukça kullanması birlikte gözetildiğinde değişik zamanlarda gerçekleştirilen eylemlerin aynı suç işleme kararının icrası kapsamında değerlendirilemeyeceği, bu bağlamda sanığın her bir eyleminin ayrı suçları oluşturduğu ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanma şartlarının bulunmadığını" kabul etmiştir.
Somut olayda da sanığın, kullandığı 33 BVV 58 plakalı araç ile 23.02.2012 tarihinde Konya ilinde hız sınırını aşmak, 04.03.2013 tarihinde Mersin ilinde filmli cam kullanmak ve emniyet kemeri takmamak, 13.03.2013 tarihinde Ankara ilinde hız ihlali yapmak sureti ile trafik kuralı ihlali yaptığı ve trafik idari yaptırım tutanağı düzenleyen görevli polis memurlarına kendisini müşteki ... olarak tanıtıp adı geçenin kimlik ve sürücü belgesi bilgilerini kullanarak müşteki adına üç ayrı trafik idari yaptırım tutanağı düzenlenmesine neden olduğu anlaşılmaktadır.
Farklı zaman ve farklı illerde gerçekleşen "hız sınırını aşmak, filmli cam kullanmak ve emniyet kemeri takmamak, hız ihlali yapmak" şeklindeki trafik ihlalleri nedeni ile görevlilerce trafik idari yaptırım tutanaklarının düzenlenmesi sırasında sanığın adeta ihtiyacı oldukça müştekinin kimlik bilgilerini kullanarak gerçeğe aykırı beyanda bulunmak sureti ile müşteki adına üç ayrı trafik idari yaptırım tutanağı düzenlenmesine neden olduğu,
Trafik ihlallerini tespit eden görevlilerce trafik idari yaptırım tutanaklarının düzenlenmesi sırasında sanığın gerçeğe aykırı beyanda bulunma iradesinin yeniden ortaya çıktığı, Ankara- Konya - Mersin illerinde değişik tarihlerde gerçekleştirilen eylemlerin aynı suç işleme kararının icrası kapsamında değerlendirilemeyeceği,
Sanığın 23.02.2012, 04.03.2013, 13.03.2013 tarihlerinde gerçekleşen her bir eyleminin ayrı ayrı "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunu oluşturacağından, sayın çoğunluğun sanığın eylemlerinin zincirleme şekilde "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu" oluşturduğu düşüncesine katılmıyoruz . 18.02.2020
...