22. Hukuk Dairesi 2014/26999 E. , 2016/1092 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin, fazla mesai, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı ve davalı ... avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesini ödenmeyen bir kısım işçilik alacağı bulunması sebebi ile haklı olarak feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile izin, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar, davacının 02.12.2006 ile 01.02.2008 tarihleri arasında ..."de çalıştığını, daha sonra işyerinin ..."ne devredilmesi sonucu iş sözleşmesinin 01.02.2008 tarihinde devralan şirkete geçtiğini, 26.09.2012 tarihine kadar davalı şirket nezdinde çalıştığını, kendi isteğiyle istifa etmek suretiyle iş sözleşmesini tek taraflı olarak feshettiğini, alacak kalemleri için zamanaşımı itirazında bulunduklarını ve davacının ... "de hiç çalışmadığın savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın husumet yokluğu sebebi ile reddine, diğer davalı yönünden ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı ve davalı ... vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı ve davalı ... "nin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı ... "nin dava konusu alacaklar bakımından sorumlu olup olmadığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Dairemizce incelemesi yapılan çok sayıdaki benzer dosyada; davalıların, işçilerin alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulduğu, işe iade dosyalarında ise davalı ... bakımından işe iade kararı verilip, işe iadenin mali sonuçlarından her iki davalının da müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulduğu mahkeme kararlarının onandığı anlaşılmaktadır. (Dairemizin 28.05.2015 tarihli, 2015/14257 esas, 2015/18713 karar; 09.03.2015 tarihli, 2015/5634 esas, 2015/9327 karar sayılı kararları)
Davacının sigortalı hizmet cetvelinin incelenmesinde; 02.12.2006-01.02.2008 tarihleri arasında dava dışı ... nezdide; 01.02.2008-24.09.2012 tarihleri arasında ise ... nezdinde çalışmaları bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalılar arasındaki hukuki ilişki daha önce Dairemiz kararlarında incelenmiş olmakla birlikte dava dışı ... ile davalılar arasındaki hukuki ilişki dosya kapsamından net olarak anlaşılamamaktadır. Öncelikle davalılar arasındaki hizmet alım sözleşmeleri ve dava dışı ... ile davalılar arasındaki hizmet alım sözleşmeleri getirtilmelidir. Davalılar arasında ve davalılar ile dava dışı ... arasında iş hukuku yönünden ne tür bir ilişki bulunduğu, asıl işveren-alt işveren, geçici iş ilişkisi, birlikte istihdam, işyeri devri ve iş sözleşmesinin devri gibi ilişkiler yönünden inceleme yapılmalı, kurulan ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu"na uygun olup olmadığı irdelenmeli ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır. Yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 177. maddesinde, ıslahın tahkikat aşaması tamamlanıncaya kadar sözlü veya yazılı olarak yapılabileceği belirtilmiştir. 181. maddede ise kısmen ıslaha başvuran tarafa, ıslah ettiği usul işlemini yapması için bir haftalık süre verileceği, bu süre içinde ıslah edilen işlem yapılmazsa, ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edileceği düzenlenmiştir.
Dosya içeriğine göre, davacı vekilince 03.01.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile dava konusu alacak miktarları ıslah edilmesine rağmen ıslah harcının yatırılmadığı, ancak mahkemece ıslaha göre hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Yukarıdaki madde gereğince davacı vekiline ıslah ettiği miktarlar için harcını yatırmak üzere bir hafta kesin süre verilmeli ve oluşacak duruma göre sonuca gidilmelidir. Islah harcı yatırılmadan ıslah edilen miktarların hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-Kabule göre de; her ne kadar davalıların avukatı aynı olsa da; verilen ret kararlarının sebebi farklı olduğundan, her bir davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi de hatalıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.