18. Hukuk Dairesi 2014/3895 E. , 2014/11289 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Afşin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/11/2013
NUMARASI : 2012/513-2013/378
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalı A.. H.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, dava konusu taşınmazın 2.138,95 m² yüzölçümlü ve .parsel olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın . parselin ifrazından geldiği ve kalan 900,03 m² yüzölçümündeki .numaralı parselin değerinde azalma meydana geleceği belirtilerek bir değer kaybı verilmiş olduğu anlaşılmıştır. Ancak kamulaştırmadan arta kalan bu kısım için değer kaybı hesaplaması yapılırken bilirkişi heyetince taşınmazın tarla niteliğinde oluşu, artan bölümün yözölçümü, konumu, geometrik durumu ve özellikle zirai kullanım durumu dikkate alınarak kamulaştırma nedeni ile artan bu kısımda oluşacak değer kaybı belirlenmesi gerekirken, herhangi bir oran belirlenmeden kapitalizasyon faiz oranını değiştirmek suretiyle ve denetime elverişli olmayacak şekilde yasada yer almayan yöntem ile kalan kısımda değer kaybı hesabı yapılmış olması doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa"nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden de hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 24.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.