22. Hukuk Dairesi 2014/26996 E. , 2016/1090 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ücret alacağı, fazla mesai ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı; iş sözleşmesini, ücreti 2.000,00 TL olmasına rağmen asgari ücret üzerinden kuruma bildirim yapılması ve Mayıs 2012 ücreti ile bir kısım işçilik alacaklarının ödenmemesi sebepleriyle haklı olarak feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile izin, ücret ve fazla çalışma alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının asgari ücretle çalıştığını ve iş sözleşmesinin haklı sebepler feshedildiğini avunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesini fesihte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanun"unda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçiler o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı, ayrıca davacının çalıştığı işyerinin faaliyet gösterdiği alanda uzman bir bilirkişiden de görüş alınarak davacının fesih tarihindeki gerçek ücreti saptanmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Mahkemece, ...nun resmi internet sitesindeki “kazanç bilgisi sorgulama” kısmından da faydalanılması ve emsal ücret araştırması sonucunda elde edilen verilerle birlikte, anılan Kurumun resmi internet sitesindeki bilgiler de dikkate alınarak emsal ücretin belirlenmesi mümkündür.
Somut olayda; feshin kesinleştiği tarih itibariyle işçinin ücreti, ilgili meslek odalarından ve diğer kuruluşlardan yapılacak emsal ücret araştırması ile ve Türkiye İstatistik Kurumu"nun resmi internet sitesindeki “kazanç bilgisi sorgulama” kısmındaki bilgilerle belirlendikten sonra, sonucuna göre kabul edilen alacaklar hakkında karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olmuştur.
3-Davacının 28.11.2013 harçlandırma tarihli ıslah dilekçesinin davalı vekiline 11.12.2013 tarihinde tebliğ edildiği ve davalı vekili tarafından 19.12.2013 tarihinde ıslaha karşı zamanaşımı def"inde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Islah tarihi itibari ile zamanaşımına uğrayan alacak bulunduğu sabit olup, mahkemece davalının süresinde yaptığı ıslaha karşı zamanaşımı def"i dikkate alınmadan sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 74, 75 ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 25 ve 26. maddeleri uyarınca hakim, dava veya cevap dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup, tarafların bildirmediği vakıaları kendiliğinden inceleyemez ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz. Tarafların talep sonuçları ile bağlıdır, ondan fazlasına veya başka şeye karar veremez.
Somut olayda; davacı vekili dava dilekçesinde yüz doksan üç saatlik fazla çalışmasının karşılığının ödenmediğini ileri sürerek fazla çalışma alacağı talebinde bulunmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise davacının haftada on iki saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı dava dilekçesinde sadece yüz doksan üç saatlik fazla çalışmasının karşılığının ödenmediğini ileri sürdüğüne göre; fazla çalışma alacağının yüz doksan üç saat üzerinden hesaplanıp hüküm altına alınması gerekir. Taleple bağlılık ilkesine aykırı şekilde yapılan hesaplamaya itibarla karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 19.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.