21. Hukuk Dairesi 2015/792 E. , 2015/20120 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, Kurum işleminin iptaliyle 07/01/1987 tarihinden itibaren sigortalı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı 07.01.1987 tarihinden itibaren Bağ-Kur sigortalılığının tespitini istemiştir.
Mahkemece istemin kabulü ile; davacının 7.1.1987 tarihlerinden itibaren zorunlu Bağ Kur sigortalısı olduğunun tespitine ve aksine Kurum işleminin iptaline karar verilmiş ise de, varılan sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan, 1479 sayılı Yasa"ya 4956 sayılı Yasa ile eklenen Geçici 18. maddesinde “Bu Kanuna göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 04.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetleri 04.10.2000 tarihinden itibaren başlayacağı ancak bu Kanuna göre zorunlu, sigortalı olarak tescil edilmiş olanların sigortalılıklarının, bu kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde kuruma yazılı olarak başvurmaları ve 20.4.1982-4.10.2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgelemek ve belgelenen bu sürelere ilişkin olarak prim borçlarının tamamını tebliğ tarihinden itibaren 1 yıl içinde ödemek kaydıyla bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği bildirilmiştir. Aynı şekilde 8.5.2008 tarihli 5754 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değişik 5510 sayılı Kanunun Geçici 8. maddesinde, "Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi hariç diğer alt bentlerine göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde bu Kanunun yürürlük tarihine kadar kayıt ve tescillerini yaptırmayanların sigortalılık hak ve yükümlülüğünün bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren başlayacağı; ancak, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ve (3) numaralı alt bentlerine göre sigortalı sayılanlardan bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren sigortalılıkları başlatılanların, bu Kanunun yürürlük tarihi ile 4/10/2000 tarihi arasında geçen vergi mükellefiyet süreleri bulunmak kaydıyla, sigortalının bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren 6 ay içinde talepte bulunmak ve kendisine tebliğ edilen borçlanma tutarının tamamını tebliğ tarihinden itibaren 6 ay içinde ödemesi halinde, bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği bildirilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 1479 sayılı Yasa’ya tabi 13.2.2013 tarihli başvurusuna istinaden 1.10.2008 tarihinden itibaren tescilinin bulunduğu, 6.12.1986-28.5.1989, 1.2.1991-devam eden dönemde vergi kaydının bulunduğu, 7.1.1987-devam eden dönemde oda kaydının, 3.2.1987-devam eden dönemde sicil kaydının bulunduğu, davanın 23.1.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Dosya arasında bulunan 449….309 Bağ-Kur numarası ve davacının isim bilgileri bulunan giriş bildirgesinin dip koçanında Kurumun kaşesinin veya mührünün bulunmadığı ve bu sicil numarasının Kurumda kayıtlı olmadığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından sunulan belgede her ne kadar sicil numarası bulunsa da Kurum tarafından kaşelenmediği veya Kurumun mührü olmadığı için geçerli başvuru olarak kabul edilemez. Mahkemece davacı tarafından sunulan belgenin Kuruma intikalinin olup olmadığı tekrar Kurumdan sorularak, gelen yazı cevabının olumsuz olması halinde, zorunlu sigortalılık koşullarına sahip olduğu dönemde ve 1479 sayılı Kanunun Geçici 18. maddesinde ve 5510 sayılı Kanunun Geçici 8. maddesinde belirtilen sürede zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olarak tescili yönünde herhangi bir talebi bulunmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.