Esas No: 2021/10830
Karar No: 2022/2677
Karar Tarihi: 21.02.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/10830 Esas 2022/2677 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/10830 E. , 2022/2677 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Resmi belgede sahtecilik, özel belgede sahtecilik
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
1)Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmü yönünden yapılan incelemede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 tarih ve 232/250 sayılı kararında açıklandığı üzere, sahtecilik suçunun oluşabilmesi için belgenin nesnel olarak aldatıcılık niteliğinin bulunması ve keyfiyetin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği, "muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfalin, aldatıcılık niteliğinin varlığını göstermeyeceği, aslı ele geçirilemeyen belgenin hukuki sonuç doğurmaya elverişli nitelikte olmadığı ve aldatıcılık yönünden inceleme yapılması imkanı bulunmadığından, suçun unsurları itibariyle oluşmayacağı; somut olayda, sanığın, müştekinin kimlik bilgileriyle düzenlenmiş kendi fotoğrafı yapışık nüfus cüzdanı fotokopisiyle iki adet GSM abonelik sözleşmesi yaptığı, suça konu nüfus cüzdanı aslının ele geçirilemediği anlaşılmakla; aslı ele geçmeyen sahte nüfûs cüzdanının aldatıcılık niteliği tespit edilemeyeceğinden resmi belgede sahtecilik suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulması, yasaya aykırı;
2)Özel belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmü yönünden yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
a) Suç tarihinden önce 10.11.2008 tarih ve 27050 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren, 6518 sayılı Kanun'un 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 2. fıkrasındaki "İşletmeci veya adına iş yapan temsilcisine abonelik kaydı sırasında abonelik bilgileri konusunda gerçek dışı belge ve bilgi verilemez" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz." hükümleri karşısında, sanığın eyleminin özel hüküm niteliğinde bulunan ve lehe olan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesindeki suçu oluşturduğu ve sanığa ön ödeme önerisinde bulunularak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden “özel belgede sahtecilik” suçundan hüküm kurulması,
b) Sanığın eylemine uyan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'na aykırılık suçunda ön ödemenin gerçekleşmemesi halinde hükümden sonra, 16.03.2021 tarih ve 31425 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli, 2020/81 Esas ve 2021/4 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'na 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanunu'nun 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, basit yargılama usulü yönünden Anayasa'ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olması karşısında; sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
c)Kabule göre de; 5237 sayılı TCK'nin 43. maddesinde, "değişik zamanlarda" denilmesi karşısında; aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığından, suça konu sözleşmelerin tarihlerinin aynı olduğu anlaşılmakla, TCK'nin 43/1. maddesi uyarınca fiilin aynı anda işlendiğinin kabul edilmesi gerekliliği nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı, ancak sanığın güttüğü amaç ve saik, suç konusunun önemi, kastın yoğunluğu ve sahte belge çeşitliliği dikkate alınarak temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, suçun zincirleme şekilde işlendiğinin kabulü ile temel cezanın TCK'nin 43. maddesi uyarınca artırılması suretiyle fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 21.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.