17. Hukuk Dairesi 2016/14515 E. , 2017/5584 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar vekili ve davalı ... vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 16.05.2017 Salı günü davacılar vekili Av.... davalı ... vekili Av. ... ile davalı ...Ş vekili Av. ... geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların sürücüsü ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın tam kusurlu olarak murise çarpması sonucu murisin vefat ettiğini, müvekkillerinin murisin eşi ve çocukları olup destekten yoksun kaldığını, elem çektiğini beyanla, belirsiz alacak davası olarak davacı eş ... için 10.000 TL maddi, 20.000 TL manevi, küçük ... için 5.000 TL maddi, 5.000 TL manevi, küçük ... için 5.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden, davalı ... şirketi bakımından dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiş, bedel artırım dilekçesiyle taleplerini davacı eş ... için 108.375,02 TL, davacı çocuk Samet için 14.591,73 TL, davacı çocuk ... için 23.674,89 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı ...Ş. vekili, müvekkilinin sigortalısının kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olduğunu, manevi tazminatın teminat dışı olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, ceza dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, talebin fahiş olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, delil avansı verilen kesin süre içerisinde yatırılmadığından bahisle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflardan biri veya vekili mazereti nedeniyle belirtilen gün ve saatte duruşmaya gelmemiş, mazeret dilekçesi göndermiş, mahkemece de bildirilen mazeret kabul edilmiş ise, mazeret bildirilen tarafa tensip edilecek duruşma gününün davetiye ile bildirilmesi gerekir. Nitekim, HGK.’nun 06.04.1955 gün, 1591/1690 sayılı kararında da; duruşma talikine dair talebin mahkemece kabul edilmesi durumunda, duruşma için tayin edilen günün usulüne tevfikan bildirilmesinin gerekeceği, dilekçede duruşma gününün kalemden öğrenileceğinin beyan edilmesinin, bu usuli muamelenin ihmalini gerektirmeyeceği açıkça vurgulanmıştır.
Somut olayda 23/06/2016 tarihli celsede davacılar vekilince mazeret dilekçesi gönderilmiş ve mazeret yerel mahkemece kabul edilmiştir. Yerel mahkemece, davacılar vekilinin mesleki mazereti kabul edildiği halde duruşma ertelenmeksizin savunma hakkı kısıtlanarak davacılar vekilinin yokluğunda o celse karar verilmesi bir usul hatası olup kararın bozulması gerekmiştir.
2-Kabule göre de;
a)26.5.2016 tarihli celsede hazır bulunan davacılar vekiline bilirkişi ücreti ile talimat giderinden eksik 320 TL’yi yatırması için 2 haftalık kesin süre verilmesine, aksi taktirde dosyadaki mevcut deliller üzerinde inceleme yapılacağının ihtarına karar verilerek ihtarat yapılmıştır. Davacılar vekilince verilen kesin süre içerisinde 7.6.2016 tarihinde ... aracılığıyla 320 TL yatırıldığı halde, mahkemece (nihai karar öncesi dekonta dosyada rastlanılamadığından) delil avansı verilen kesin süre içerisinde yatırılmadığından bahisle ispatlanamayan davanın reddine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
b)Davacılar maddi ve manevi tazminat talep etmiştir. Mahkemece tarafların kusuruna ilişkin bilirkişi raporu aldırıldığı halde, aktüer bilirkişisinden rapor aldırılması için verilen süre içerisinde delil avansı yatırılmadığından bahisle maddi tazminat yanında, aktüer raporuyla ilgisi olmayan manevi tazminat taleplerinin de reddine karar verilmesi doğru olmayıp hükmün bozulması gerekmiştir.
c)Davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine; reddedilen her bir dava yönünden de kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmektedir.
Ayrıca karar tarihinde yürürlükte bulunan ...’nin 10/4. maddesi gereğince manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.
Somut olayda ihtiyari dava arkadaşı olan davacılar maddi ve manevi tazminat talep etmiş, mahkemece dava reddedildiği halde davalı lehine tek 1.800 TL maktu vekalet ücretine hükemdilmiştir. ... yukarıdaki açıklamalar ışığında davacıların her biri için maddi ve manevi tazminat bakımından reddedilen kısımlar için davalı lehine ... ilgili hükümlerine göre ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru değildir.
3-Bozma neden ve şekline göre davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1), (2-a,b) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının, (2-c) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 1.480,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ..."na verilmesine, 1.480,00 TL vekalet ücretinin davalı ..."ndan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara ve davalı ..."na geri verilmesine 16/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.