Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili aleyhine davalı tarafından İstanbul 27. İcra Müdürlüğü"nün 2003/3716 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını,davacının sözü edilen takipte alacaklı olarak gözüken şirkete hiç bir borcunun bulunmadığını, davalı taraf ile haricen yapılan görüşmede T.. Y.. isimli şahsın kendileri ile Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği adına sözleşme imzalayarak yayın hizmeti aldığının belirtildiğini, T..l Y.. isimli bir kişiye sözleşme imzalama yetkisi verilmediğini, bu şahsın dernek adına yapmış olduğu sözleşme ile yararlanılan hizmetten davacının değil bu şahsın yararlandığını, eğer bir borç var ise bu borçtan davacının değil T.. Y.. isimli şahsın sorumlu olduğunu,belirterek İstanbul 27. İcra Müdürlüğü"nün 2003/3716 esas sayılı takip dosyasında belirtilen borçtan dolayı,davalıya borcu olmadığının tespitine, davalının alacağının %20 sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece,davanın kabulü ile davacının İstanbul 27.İcra Müdürlüğünün 2003/3716 Esas sayılı takip dosyasından (15.000,00 TL) davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE, Alacağın %20"si oranından kötü niyet tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. İİK. nun 67. maddesinin ikinci fıkrası gereğince alacaklının kötüniyet tazminatına mahkûm edilebilmesi için, icra takibinde haksız olmasının yanında kötüniyetli olması da gereklidir. Dava konusu olayda, davalının, takipte kötüniyetli olduğu, sırf davalıyı zarara uğratmak kastıyla hareket ettiği ispat edilemediğine göre davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davalının kötüniyet tazminatına mahkûm edilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.