10. Hukuk Dairesi Esas No: 2008/17288 Karar No: 2010/2389 Karar Tarihi: 23.02.2010
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2008/17288 Esas 2010/2389 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2008/17288 E. , 2010/2389 K.
"İçtihat Metni"
......
Dava, davalılardan işverene ait işyerinde geçen sigortalı çalışma sürelerinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, hak düşürücü süre nedeniyle, davanın reddine verilmiştir.
Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 04.09.1994 – 15.01.2001 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığını belirterek, Kurum’a bildirilmeyen sürelerin tespitini istemiş; Mahkemece, davacının, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının, 02.03.1996 tarihinden başlayarak 11.01.2001 tarihine kadar bildirildiğini, davanın açıldığı 20.12.2005 tarihine göre, 02.03.1996 öncesi dönemin hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi hükmüne göre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalıştıklarını, hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan itibaren (= işyerinden ayrıldıkları yılın sonundan itibaren) 5 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeye başvurarak dava açtıkları ve iddialarını kanıtladıkları takdirde, mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları sigortalı hizmet olarak değerlendirilir. Hal böyle olunca, çalışmalarının blok olduğu anlaşılan davacının, işyerinden ayrıldığı 2001 yılı sonundan başlayarak, 5 yıllık hak düşürücü süre geçmeden dava açmış olması karşısında, hak düşürücü süre gerçekleşmediğinden, Mahkemece, işin esasına girilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. .....
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 23.02.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.