11. Hukuk Dairesi 2014/2980 E. , 2015/1366 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada (Kapatılan) Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 26/11/2013 tarih ve 2013/160-2013/281 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 03.02.2015 günü tebligata rağmen gelen olmadığı yoklama ile anlaşıldı, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıların da ortağı bulunduğu ... ve ....’un distribütörlüğünü yapan anonim şirketin ortağı olduğunu, bu şirketteki %40 hissesini 10.000.000 Euro karşılığında davalılardan ...’na devri konusunda anlaştıklarını, 01.05.2007 tarihli yazılı sözleşmeyi imzaladıklarını, her ne kadar diğer davalılar bu sözleşmede taraf değilseler de gerçekte hisselerin üç davalıya devrinin yapıldığını, davalılar .... ve ... ’in aynı zamanda ...’nın distribütörü olan firmanın ana ortaklarından olduğu için sözleşmede imzalarının bulunmadığını, ayrıca tüm davalıların birlikte iş yaptıklarını, durumun savcılık soruşturmasıyla sabit olduğunu, devrin ticaret sicil gazetesinde yayınlandığını, hisse devir bedelinin bir kısmının davalıların ortak olduğu şirketlerin alacaklarına mahsup edildiğini, ancak mahsup edilen miktardan fazlasını müvekkilinin sahibi olduğu şirketten şahsen veya ortağı oldukları şirketlere transfer ettiklerini, ayrıca bu kısımla ilgili tazminat davasının açılacağını ileri sürerek ve ıslah isteminde bulunarak, 7.260.000 Euro"nun devir tarihinden itibaren temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ... ile ... vekili, müvekkillerinin davacıyla sözleşmesel bir ilişkilerinin olmadığını, bu davada ortağı olduğu şirketin zararını tahsil edemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin hisse devir bedelini tamamen ödediğini, aksine davacının hileli yollarla hisseleri müvekkilinden üzerine aldığını, öncesinde hisselerinin tamamı müvekkiline ait olan ....’yi kurduğunu, bu şirketin hisseleri devre konu şirketten olan alacağını hisse devir bedeline mahsuben sildiğini, her ne kadar kayıtlara eksik geçmiş ise de davacıya elden ödemeler de yapıldığını, devir bedelinin ödendiğinin davacı tarafından da ikrar edildiğini, iddiaların yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiş, karşı davasında da; davacının hileli şekilde Ekim 2007 tarihinde bedelini ödediği şirket hisselerine el koyduğunu, bedelini ödemediğini belirterek 10.000.00 Euro"nun tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen karar Dairemizce bozulmuş, bozmaya uyulmuş, dava konusu hisselerin öncelikle davacı ..."dan, davalı karşı davacı ...’na Türk Ticaret Kanunu hükümlerine uygun yapıldığı, ancak ..."nun sahip olduğu hisselerin ... veya bir başka şahsa devir ettiğine ilişkin bir sözleşme ibraz edilmediği, davalı karşı davacının devir aldığı hisselerin tekrar davacıya intikal ettiği iddiasını ispat edemediği,hisse senedine veya ilmühabere bağlanmamış nama yazılı payların devri alacağın temliki hükümlerine tabi olduğu, akdin nispiliği ilkesi gereği ancak taraflar hakkında hüküm ve sonuç doğuracağı,davacı-karşı davalının, bu sözleşmede kararlaştırılan devir bedelini akdin nispiliği gereği ancak kendi akidi davalı-karşı davacıdan talep edebileceği, diğer davalıların davalı-karşı davacı hakkında işbu davada verilen tedbir kararına itiraz etmiş olmaları, aynı vekile temsil edilmiş bulunmaları, benzer yönde savunma yapmaları ve devirden sonraki aşamada davalılar arasındaki ilişkilerin varlığı, onların devir sözleşmesinin tarafı olduğu sonucunu doğurmayacağı, davalı- sanıkların ayrı ayrı beraatine karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği, bu nedenle davalılar ... ve .... açısından açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verildiği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, davalılar ... ve ... açısından açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı-karşı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı-karşı davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı-karşı davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 05/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.