17. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/20216 Karar No: 2017/5573 Karar Tarihi: 16.5.2017
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/20216 Esas 2017/5573 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2016/20216 E. , 2017/5573 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki dava sonucu mahkemece verilen hükmün Dairemizce bozulması üzerine, verilen direnme kararına ilişkin dava dosyası 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Yasa"nın geçici 4/1. maddesi uyarınca Dairemize gönderilmiş olmakla, dosyadaki kağıtlar okundu gereği görüşülüp, düşünüldü: -K A R A R-
Dairemizce, davacıya ait aracın tescil belgesinde ve kasko ... poliçesinde dain ve mürtehin olan dava dışı ... tarafından davaya açıkça muvafakat edilmemesi nedeniyle davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasından sonra mahkemece, bozma kararından sonraki tarihli dain ve mürtehin bankanın araç borcunun ödenmiş olması nedeniyle davaya açıkça muvafakat ettiğine ilişkin belge ibraz edilmesi üzerine dava kısmen kabul edilerek ilk kararda direnilmiştir. Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; bozma öncesi hükmü aynen kurmalı, gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir. (6217 sayılı Kanun"un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. maddesi 1086 sayılı HUMK. m.429). Eş söyleyişle; mahkemenin ilk kararının gerekçesinde dayandığı maddi olgunun dışında yeni bir delile, yeni bir maddi olguya dayanması ve gerekçesini de bu yeni maddi olgu yönünde değiştirerek karar vermiş olması halinde, usulünce verilmiş bir direnme kararının varlığından söz edilemez. Somut olayda, Dairemizce, dain ve mürtehin bankanın davaya açıkça muvafakati olmadığından davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozma kararı verilmesi üzerine, Dairemiz incelemesi sırasında dosyada yer almayan, dain ve mürtehin bankanın davaya açıkça muvafakatine ilişkin bozmadan sonraki tarihli belge ibrazı değerlendirilmek suretiyle ilk kararda direnilmiş ise de; bu durumda temyize konu kararın gerçekte 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429/3.maddesi anlamında direnme kararı niteliğinde olmayıp, yeni bir maddi olgunun değerlendirildiği yeni bir hüküm niteliğinde olduğu anlaşılarak yapılan incelemede : Davacı vekili müvekkiline ait, davalıya kasko ... sözleşmesi ile sigortalı aracın trafik kazası sonucu hasarlandığını belirtip fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 15.0000,00 TL hasar bedelinin olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 11.07.2011 günlü ıslah dilekçesi ile talep sonucunu 36.000,00 TL’ye yükseltmiştir. Davalı ... ... A.Ş. vekili, hasarın belirtilen şekilde oluşamayacağını, sürücü değişikliği yapıldığını, doğru ihbarda bulunulmadığını ve ispat yükünün davacıya geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre önceki kararda direnilmesine ve davanın kısmen kabulü ile 28.000,00 TL’nin 03.12.2007 tarihinden işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 1.433,48 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına 16.5.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.