1. Ceza Dairesi 2011/4125 E. , 2012/351 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 1 - 2011/59882
MAHKEMESİ : Sinop Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ VE NO : 06/10/2010, 2010/40 (E) ve 2010/74 (K)
SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs-kasten yaralama
TÜRK MİLLETİ ADINA
1-a)Katılan sanık Naim hakkında kasten yaralama suçundan hükmolunan para cezası hüküm tarihi itibariyle CMUK.nun 305/1 maddesi uyarınca kesin nitelikte olduğundan, katılan sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazlarının CMUK.nun 317. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
b)Sanık Serkan müdafiinin duruşmalı temyiz talebinin hapis cezasının miktarı dikkate alınarak CMUK.nun 317. maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
c)Dosya kapsamına göre; katılan sanık Naim ile arkadaşı Soner"in birlikte hareket ederek katılan sanık Serkan"ı darp ederek elbiselerinin yırtılmasına neden olan haksız davranışları dikkate alındığında, cezanın dörtte üçünden dörtte birine kadar indirimini öngören TCK.nun 29. maddesinin uygulanması sırasında 1/2 oranında indirim yapılması yerinde görüldüğünden, tebliğnamenin bu yöne ilişen bozma düşüncesi benimsenmemiştir.
2-Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Serkan"ın katılan Naim"e yönelik "kasten öldürmeye teşebbüs" suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, cezayı azaltıcı takdiri indirim nedeninin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık Serkan müdafiinin suç vasfına, tahrikin derecesine, katılan vekilinin bir nedene dayanmayan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine;
Ancak;
a)Sanık hakkında hüküm fıkrasında teşebbüs nedeniyle indirim yapılırken 9-15 yıl arasında hapis cezası öngören TCK.nun uygulanması sırasında 16 yıl hapis cezası tayin edilerek sanığa fazla ceza tayini,
Yasaya aykırı olup, sanık Serkan ile müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, Başkan Vekili S.. Z.. İ.. ile Üye Hakim E.. K.."ın suç vasfının kasten yaralama olduğu yönündeki muhalefet görüşü ile hükmün tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak (BOZULMASINA) 25/01/2012 gününde oyçokluğu ile karar verildi. 1.Olay:
Sanık Serkan kendisine basit derecede etkili eylemde bulunan mağdur Naim’i aynı gün bıçakla raporda yazılı olduğu gibi yaralamıştır. Mağdur Naim’in iki adet bıçak yarasından birinin karaciğere ve mide ön yüzünde değecek şekilde yaralandığı anlaşılmaktadır. Eylem tahrik altında işlenmiştir ve dosya içeriğine göre sanığın eylemini sonlandıran ciddi bir engel durum yoktur.
2. Hukuksal Nitelendirme:
Bir suçun yasal tanımında unsurları bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesi failin genel kastını ortaya koyar. (TCK.m.21) Bu bağlamda sanığın kasten eylemini gerçekleştirdiği konusunda kuşku yoktur. Öte yandan bireylerin bedensel bütünlüğüne ve yaşama hakkına saldırı oluşturan yaralama eylemlerin yaralama ya da öldürme kastıyla gerçekleştirildiği kesin olarak ortaya koymak gerekir ki uygulamanın karşılaştığı oldukça zor bir konudur.
Yüksek Yargıtay C.G.K.nun 09.06.1998 tarihli 126-218 sayılı ilkesel kararında da açıklandığı gibi, uygulamada, öldürme kastının belirlenmesine ilişkin dış dünyada ortaya çıkan kimi ölçütler kullanılmaktadır. Örneğin, faille mağdur arasındaki önceye dayalı ağır husumetin varlığı, eylemin niteliği, darbe sayısı, yaraların çokluğu ve niteliği, elverişli vasıtanın kullanılması, hedef alınan yaşamsal bölge, ciddi bir engel durumun varlığı gibi olgulara bakılmaktadır.
Bunların yanında “kuşkudan sanık yararlanır” ilkesi gereğince sanığın öldürme kastının kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya konulamadığı durumlarda lehe yorumla eylemin yaralama niteliğinde olduğunun kabulü adil olacaktır.
Bu bağlamda somut olay değerlendirildiğinde, fail ile mağdur arasında öldürmeyi gerektirecek ağır ve köklü bir düşmanlık yoktur. Olay, sanığın mağdur ve arkadaşı diğer sanık Soner tarafından basit derecede yaralanmasından dolayı tahrik altında ve aynı gün gerçekleşmiştir. Sanığın eylemini sonlandırmasını zorunlu kılan ciddi engel bir durum yoktur. Yaralardan biri yaşamsal tehlike oluşturmuştur. Diğer darbe etkisizdir. Hareketli ortamda sanığın hedef seçme olanağı yoktur. Bu nedenlerle sanığın öldürme kastını taşımadığı yönündeki savunmasını çürütecek kesin kanıt yoktur. Başka bir anlatımla mevcut duruma göre kuşkulu kalmıştır. Dolayısıyla kuşkudan sanık yararlanmalıdır.
3.Sonuç:
Açıklanan nedenlerle, dosya içeriğine göre sanığa atılı suçunun, silahlı yaralama yerine öldürmeye kalkışmak olarak nitelendirilmesinde yanılgıya düştüğü görüşünde olduğumuzdan yerel Mahkeme kararını bu yönden yerinde bulan sayın çoğunluğun görüşüne katılmadık.