Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Türk Medeni Kanununun 166/3.maddesi; eşlerin anlaşmaları sonucu boşanmalarına karar verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek, iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulmasına bağlı olduğunu, hakimin anlaşmada gerekli gördüğü değişikliği yapabileceğini, bu değişikliğin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya karar verileceğini hükme bağlamıştır. Taraflar aralarında düzenledikleri 7.8.2008 günlü protokolü mahkemeye ibraz etmiş ve 13.10.2008 günlü oturumda da protokol hükümleri çerçevesinde karar verilmesini istemişlerdir. Protokolün 4.maddesinde davalı kadın lehine aylık 200 TL. yoksulluk nafakası verilmesine kararlaştırılmıştır. Yargılama sırasında tarafların anlaştıkları yoksulluk nafakasına hakim tarafından müdahale edilmemiştir. Mahkemece protokol hükümleri uyarınca davalı kadın lehine yoksulluk nafakası verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Temyize konu hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.23.02.2010 (Salı)

KARŞI OY YAZISI
Yoksulluk nafakası konusunda anlaşma kapsamı dışında karar verildiği halde anlaşmalı boşanma hükmünün kesinleşebileceğini düşünmüyorum.