11. Hukuk Dairesi 2014/1769 E. , 2015/1330 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11/07/2013 tarih ve 2011/172-2013/460 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 13/01/2015 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. ..... ile davalılar vekili Av. .... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerin babası ...."ün .... deki hissesini davalılara devrettiğini, .... Noterliğinin 20/04/2010 tarihli Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesi ile 700 pay hissesine karşılık gelen 350.000 TL"lik hissesini oğlu davalı ..."e devir ve temlik ettiğini, yine aynı günlü Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesi ile 700 pay hissesine karşılık gelen 350.000 TL"lik hissesini oğlu davalı ..."e devir ve temlik ettiğini, taraflar arasındaki bu işlemlerin muvazaalı olduğunu, müvekkillerinin murisinin son derece varlıklı bir insan olduğunu, işlem tarihinde böyle bir satıştan umabileceği bir çıkar bulunmadığını, satıştan itibaren 1 yıl geçmeden vefat ettiğini, satış bedeli noterde 350.000 TL olarak gösterilmişse de, murisin banka hesabında işlemin yapıldığı tarihlerde böyle bir para hareketliliğinin görülmediğini, tarafların gerçek iradesinin mirastan mal kaçırmak amacıyla yapılan bağış işlemine yönelik olduğunu, bu işlemin şekil noksanlığı nedeniyle geçersiz olduğunu, görünürdeki satış işlemi ise, tarafların gerçek iradelerini yansıtmadığından iptal edilmesi gereken bir işlem olduğunu ileri sürerek ..... Noterliğinde yapılan 20/04/2010 tarih 8998 ve 8999 yevmiye numaralı Limited Şirket Hisse Devri Sözleşmelerinin iptaline ve bu şirket hisselerinin miras payları oranında ticaret sicil memurluğuna tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, murisin satış işlemleri öncesinde hastalığı nedeniyle şirkette faal olarak çalışmadığını, bu nedenle şirket paylarını sağlık giderlerini de dikkate alarak öteden beri işletmede faal olarak çalışan oğullarına satıp bedelini tahsil ettiğini, satışa ilişkin pay bedellerinin muris ...."ün ............... hesaplarına yatırıldığını, miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde limited şirket hisselerini oğullarına satmak olup, şirketlerin ticari piyasada devamı için oluşan toplumsal yayınlar ve olayların olağan akışının göz önüne alındığında muris ...."ün kendisine ait hisseleri sağlık sorunları nedeniyle ve bedel karşılığı oğullarına satmakta haklı ve makul bir nedeni bulunduğunu, müvekkillerinin hisseleri alabilecek alış gücüne sahip olduklarını, muris terekesi sadece satışı yapılan limited şirket paylarından oluşmamakta olup, muris adına pek çok kayıtlı taşınmaz ve değerlerin bulunduğunu, davacı tarafın hisse devirlerinin muvazaalı olduğu iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre bilirkişi heyeti raporunda belirtildiği üzere, tarafların murisi ...."ün .... deki öz sermaye payının satış tarihi olan 20/04/2010 tarihi itibariyle 2.355.496,34 TL olduğu, murisin hissesinin tamamını davalılara devir ettiği, hisse bedeli muris banka hesaplarına 700.000 TL olarak yatırılmış ve tahsil edilmişse de muris ...."e ait 14000 adet hissenin satış tarihi itibariyle gerçek rayiç değerinin 2.355.496,34 TL olduğunun saptandığı, satış bedeli ile gerçek rayiç değeri arasında fahiş fark olduğu, bir kısım tarafsız tanık beyanlarından murisin hisselerini satmaya ihtiyacının olmadığının anlaşıldığı, hisse devrine yönelik satışın gerçek olmayıp,özellikle kız evlatlarından mal kaçırmaya yönelik muvazaalı tasarruf olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davacıların murisi ...."ün .... deki 14.000 hissesini muvazaalı olarak .... Noterliğinin 20/04/2010 tarih .... ve ... yevmiye nolu hisse devir sözleşmesi ile davalılara devretmiş olduğundan davacıların kendi paylarına isabet eden 2625 "er payın iptali ile, 2625"er payın davacılar adına şirket pay defterine ve ticaret siciline tescil ve ilanına karar verilmiştir.
Kararı davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve TTK"nın 520. maddesi hükmü uyarınca limited şirket hisse devri şekle tabi olup, bu şekil şartının tamamen bir geçerlilik şartı olmasına, maddede öngörülen şekle riayet edilmeden yapılan sözleşmenin de geçersiz bulunmasına göre davalılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 35.862,75 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 05/02/2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞIOY YAZISI
Dava, muris muvazaası nedeniyle limited şirket hisse devrinin iptali istemine ilişkindir. Bilindiği üzere, limited şirket hissesi taşınır niteliğindeki mal varlığı değerlerindendir. Yargıtay HGK"nın 28.5.2008 tarih ve 2008/4-399, 2008/408 sayılı kararı ile Dairemizin 18.5.1999 tarih ve 1998/9242, 1999/4123 sayılı, 27.4.2006 tarih ve 4472-4747 sayılı kararlarında da isabetle vurgulandığı üzere, taşınır malların ve alacakların kural olarak şekil şartına bağlı olmaksızın bağışlanması ya da bağış amacıyla bedelsiz devredilmesi mümkündür. Bu bakımdan, muvazaalı olduğu ileri sürülen gizli işlemler şekil şartı yönünden geçerli ise, söz konusu işlemlerin muris muvazaası sebebiyle iptalinin talep edilebilmesi mümkün değildir. Zaman itibariyle somut davada uygulanması gereken 6762 sayılı TTK"nın 520. maddesinde sözü limited şirket hisse devrinden söz edilmekte olup söz konusu devrin satış-trampa-bağışlama yöntemleriyle yapılacak tüm devirleri içerdiği kuşkusuzdur. İddianın ileri sürülüş biçimine göre, muris, devrettiği şirket hisseleri için davalılardan bir bedel almamış, hisseleri bağışlamış ise söz konusu bağışlama işlemi, 818 sayılı BK"nın 237. ve 6762 sayılı TTK"nın 520. maddeleri uyarınca şekil şartı bakımından geçerli işlem niteliğini kaybetmez. Hemen hatırlatmak gerekir ki, murisin bu nevi tasarrufları bakımından, taşınmazlarla ilgili olan ve kendi alanı ile sınırlı bulunan 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanması olanaklı değildir. Bu durumda, davacıların, koşulların gerçekleşmesi halinde murisin şirket hisseleri ile ilgili muvazaalı işlemi için ancak tenkis isteyebileceklerinin kabulü gerekir. Tüm bu nedenlerle, yerel mahkeme kararının bozulması görüşünde olduğumdan Daire çoğunluğunun onama yolundaki kararına katılamıyorum.