Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/13215
Karar No: 2010/2356
Karar Tarihi: 23.02.2010

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2008/13215 Esas 2010/2356 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2008/13215 E.  ,  2010/2356 K.

    "İçtihat Metni"

    ......
    Davacı, 13.06.1993 tarihli iş kazasında sürekli iş göremez durumuna giren sigortalıya bağlanan gelirlerin 506 sayılı Yasanın 26. maddesi uyarınca tazminine karar verilmesini istemiştir.

    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.

    Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

    İş kazasından doğan rücu tazminatı istemine ilişkin davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 26. maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (Tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.11.2006 gün ve E:2003/10, K:2006/106 sayılı kararı ile 26.maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptaline karar verilmiş olması; Anayasa’nın 153. maddesine göre, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının, Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmesi ve giderek elde bulunan ve kesinleşmemiş tüm davalarda uygulanmasının zorunlu bulunması; iptal kararının Resmi Gazetede yayınlandığı 21.03.2007 gününden sonra Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 76. maddesi uyarınca yürürlükteki yasaları tatbik etmekle yükümlü bulunan mahkemelerin ve Yargıtay’ın yürürlükten kalkan bir yasa maddesine dayanarak inceleme yapma ve karar verme yetkilerinin bulunmadığının kabulünün doğal bulunması; 26. maddedeki anılan cümlenin iptali ile Kurumun rücu hakkının, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı ya da hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, Kurum zararını oluşturan ilk peşin değerli gelirlerin, tazmin sorumlularının kusuruna isabet eden miktarıyla sınırlı şekilde hüküm kurulması gerekir.
    ./..
    -2-

    Davacı Kurum tarafından 13.06.1993 tarihli iş kazası sonucu % 36.20 oranında sürekli iş göremez durumuna giren sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlandığı, sürekli iş göremezlik derecesinin, 01.09.1999 tarihi itibariyle %68’e yükseldiği belirtilmiştir. Kurumun davalının sigortalıda iş kazasına bağlı olarak oluşan sürekli işgöremezlik oranına yönelik itirazı değerlendirilerek; 506 sayılı Yasanın 109. (5510 sayılı Yasanın 95.) maddesinde öngörülen prosedür doğrultusunda inceleme yapılarak, öncelikle Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan rapor alınması, anılan kurul tarafından verilen raporun davacı Kurum açısından bağlayıcı olmasına karşın davalı işverenin bu rapora da itiraz hakkının bulunduğu gözetilerek, itirazı halinde Adli Tıp Kurumu veya tıp fakültelerinin konuya ilişkin anabilim dalı uzmanlarından oluşturulan kurullardan rapor alınmak suretiyle, uğradığı iş kazasına bağlı olarak sigortalının sürekli işgöremezlik oranının kesin biçimde belirlenmesi gerekir. Bu hususta sigortalının Kurumdan, adrese dayalı nüfus kayıt sistemine geçilmesi gözetilerek nüfus müdürlüğünden ve aylık aldığı bankadan adresi araştırılarak muayenesinin yaptırılması, tıbbi belgelerin temin edilmesi ve sürekli işgöremezlik oranının belirlenmesi, sürekli işgöremezlik oranı konusunda ortaya çıkacak değişikliğin, sigortalıya bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelir ve davalının tazminle sorumlu olduğu miktar üzerindeki etkisinin belirlenmesi gereğide gözetilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde sigortalının hastaneye sevkinin yapılamaması, tıbbi belgelerin bulunamaması, Kurumun kesin malüliyeti kanıtlayamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 23.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    ......

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi