12. Ceza Dairesi 2016/2523 E. , 2016/5999 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : Beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili, tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan vekilinin temyiz isteminin sadece sanık hakkında kurulan beraate ilişkin hükme yönelik olduğu değerlendirilmekle;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
08/05/2013 tarihinde Uzungöl Belediyesi görevlileri tarafından düzenlenen yapı tatil zaptından, sanık tarafından, Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu"nun 04/12/1998 gün, 3332 sayılı kararı ile 3. derece doğal sit alanı olarak tescil edilen sınırlar dahilinde kalmakta olan Trabzon İli, Çaykara İlçesi, Uzulgöl Beldesi, Yenimahalle Mahallesi, 160 ada 36 parsel sayılı taşınmaz üzerine betonarme nitelikte bir yapı inşa ettirildiğinin tespit edildiği, bu tespitle ilgili olarak Çaykara Cuhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen iddianamenin 03/06/2013 tarihinde kabul edildiği, bu tarihten sonra mahkeme tarafından mahallinde yapılan 24/10/2013 tarihli keşifte, sanık tarafından yaptırılan inşaatın tamamlandığının görüldüğü, bunun üzerine sonradan tespit edilen eylemle ilgili sanık hakkında Cumhuriyet başsavcılığına suç ihbarında bulunularak, açılan davanın 06/12/2013 tarihinde bu dosya ile birleştirildiği, yapılan yargılama sonucunda, 08/05/2013 tarihli tespite ilişkin sanığın mahkumiyetine, 24/10/2013 tarihli tespite ilişkin ise 6498 sayılı Kanun"un yürürlüğe girmesi ile birlikte, suç tarihi itibariyle yapı malikine yapılmış bir tebligat, Resmi Gazete"de ya da Bakanlığın internet sitesinde ilan yapılmadığından sanığın beraatine karar verildiği görülmekle;
6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikler dikkate alındığında, suç tarihi itibariyle, ilgili tescil kararının yapı malikine tebliğ zorunluluğunun bulunmadığı, kaldı ki bölgenin sit alanı olarak tesciline ilişkin ilgili Koruma Kurulu kararının suça konu taşınmazın bulunduğu yerde 1999 yılında ilanının yapılması, bu yerin niteliğinin herkes tarafından bilinmesi mutat yerlerden olması ve 08/05/2013 tarihli tespite rağmen sanığın eylemlerine devam edip, yapının inşaasını tamamlamış
olması hususu dikkate alındığında, sanığın dava konusu yerin sit alanı içerisinde yer aldığını bildiği, buna rağmen Kurul"dan izin almaksızın üzerinde inşai nitelikte müdahalelerde bulunduğunun tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu anlaşılmakla birlikte,
Sanık hakkında aynı taşınmaz üzerinde gerçekleştirdiği müdahalelere ilişkin farklı tarihlerde iki ayrı tespit yapıldığı görülmesine karşın, dava konusu uygulamaların ilk tespite ilişkin iddianamenin kabulü olan 03/06/2013 tarihinden sonra tamamlanıp tamamlanmadığı hususu araştırılıp, bu tarihten sonra tamamlandığının anlaşılması halinde sanığın eyleminin yeni bir suç oluşturacağı dikkate alınarak, sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, belirtilen husus araştırılmayıp, 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanunda yapılan değişikliklere yanlış anlam yüklenip, sanığın beraatine ilişkin yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 11/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.