Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/759 Esas 2019/3373 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/759
Karar No: 2019/3373
Karar Tarihi: 21.05.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/759 Esas 2019/3373 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2018/759 E.  ,  2019/3373 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    - KARAR -
    Davacı, davalının aleyhine ilamsız takip başlattığını, takip konusu tarımsal kredi ikraz sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını belirterek, borçlu bulunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
    Davalı tarafça cevap dilekçesi verilmemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne, davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiş, mahkemece verilen 26.09.2014 tarihli hüküm Dairemizin 26.11.2015 tarihli kararı ile iki yönden bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyulmuş ve bozma kararında belirtilen şekilde ikraz sözleşmesinde davalıya ait imzanın onun eli ürünü olmadığı saptanarak buna göre davanın kabulüne karar verilmiş ise de, bozmanın birinci bölümüne ilişkin herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Dairemizin anılan bozma kararının ilgili bölümünde “Davacının 05.11.1999 tarihli sözleşmedeki imzaya itirazı üzerine alınan raporda imzanın davacıya ait olup olmadığı tespit edilememiştir. Ancak, anılan sözleşmede davacının kefaleten mi, yoksa asaleten mi borçlu olduğu anlaşılamamakta olup, mahkemece bu yön davalıya veya davacıya açıklattırılmamıştır. Şayet davacı, asıl borçlu ise sözleşmedeki imzanın ona ait olmaması, kredi davacıya ödenmiş ise önem taşımaz. Bu durumda kredinin davacıya ödenmiş olduğunun tespit edilmesi halinde davacı kredi borcundan sorumludur.” ifadesine yer verilmiştir. Buna göre, mahkemece taraflardan açıklama isteyip daha sonra Banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp davacı kefil ise davanın kabulüne karar verilmesi, davacı kredi müşterisi asıl borçlu ise kendisine ödeme yapılıp yapılmadığı üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu hususta tahkikat yapılmadan karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 21/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.