Esas No: 2020/1042
Karar No: 2020/11366
Karar Tarihi: 24.11.2020
Danıştay 6. Daire 2020/1042 Esas 2020/11366 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/1042
Karar No : 2020/11366
TEMYİZ EDEN TARAFLAR : I. (DAVALILAR)
1- … Bakanlığı - ANKARA
VEKİLİ : … Hukuk Müşaviri
2- … Başkanlığı - …
VEKİLİ : Av. …
II. (DAVACILAR)
1- … (Kendi adına asaleten …, … ve … adlarına velayeten)
2- … (Kendi adına asaleten …, … ve … adlarına velayeten)
3- …
4- …
VEKİLLERİ : Av. …
DİĞER DAVALI : … Belediye Başkanlığı - …
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …
KARŞI TARAF : 1- … Bakanlığı
2- … Başkanlığı
3- … Belediye Başkanlığı
4- … (Kendi adına asaleten …, … ve … adlarına velayeten)
5- … (Kendi adına asaleten …, … ve … adlarına velayeten)
6- …
7- …
İSTEMİN ÖZETİ : Van İli, Erciş İlçesi, … Mahallesi, … ada, … sayılı parselde bulunan … Apartmanının, 23.10.2011 tarihinde meydana gelen depremde yıkılması sonucu davacılardan … ve …'in çocukları, diğer davacıların kardeşi olan …'in vefat etmesi olayında, davalı idarelerin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle uğranıldığı ileri sürülen zararlara karşılık olmak üzere, baba … için; 5.000,00-TL cenaze ve defin gideri, 50.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı, 60.000,00-TL manevi tazminat, anne … için; 50.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı, 60.000,00-TL manevi tazminat, kardeşler …, …, …, … ve … için ayrı ayrı 5.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı, 15.000,00-TL manevi tazminat olmak üzere toplam 130.000,00-TL maddi, 195.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılan davada; davanın kısmen kabulü, kısmen reddi, kabul edilen tazminatın yasal faiziyle birlikte davalı idarelerce kusurları oranında ödenmesi yolunda ... İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karara karşı taraflarca istinaf yoluna başvurulması üzerine, istinaf başvurularının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının davalı idareler lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmının kaldırılarak, reddedilen maddi tazminat için karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. maddesinin 2. fıkrası kıyasen uygulanmak suretiyle belirlenen 4.819,26-TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı idarelere verilmesi, istinaf başvurularının diğer kısımları yönünden ise istinaf başvurularının reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
SAVUNMALARIN ÖZETİ : Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
… Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, anılan kararın ONANMASINA, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine 24/11/2020 tarihinde esas yönünden oybirliği, vekalet ücreti ve manevi tazminata yürütülecek yasal faiz yönünden oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
KARŞI OY (X):
Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin "Manevi tazminat davalarında ücret" başlıklı 10. maddesinin 1.fıkrasında; manevi tazminat davalarında avukatlık ücretinin, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceği, 2.fıkrasında; davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücretin, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyeceği; "Tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret" başlıklı 13. maddesinde ise; Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10 uncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceği hüküm altına alınmıştır.
Temyize konu kararda, her ne kadar Tarifenin 10. maddesi kıyasen uygulanmak suretiyle, reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden hükmedilen vekalet ücretinin kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hükmedilen vekalet ücretini geçemeyeceği kabul edilerek davalı idareler lehine vekalet ücretine hükmedilmiş ise de Tarifenin 10. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücretin, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyeceği" düzenlemesinin manevi tazminat davalarına ilişkin bir düzenleme olması, maddi tazminat davalarında hükmedilecek ücretin Tarifenin 13. maddesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden nispi şekilde belirlenmesinin gerektiği oyuyla kararın bu kısmına katılmıyorum.
KARŞI OY (XX):
Bir maddi zararın giderilmesine yönelik açılan tam yargı davalarında, tazminat kişinin mal varlığındaki zararın oluştuğu an itibariyle karşılanması gerektiğinden, istenilecek olan tazminatın gecikerek ödenmesi nedeniyle para değerinde enflasyondan dolayı meydana gelebilecek azalmayı karşılamaya yönelik olarak faize hükmedilmelidir.
Maddi zararlar, mal varlığında meydana gelen ve para ile değerlendirilebilen bir azalmayı ifade ettiklerinden, bu azalma miktarının idare tarafından telafi edilmediği süre içinde ayrıca enflasyon nedeni ile de kayba uğrayacağı açıktır. Manevi zararlar ise, mal varlığında meydana gelen somut bir azalma olmayıp, kişinin manevi varlığında ortaya çıkan olumsuzluklar olduğundan, manevi tazminat değerinin yargılama sonucu para olarak belirlenmesi zarara uğrayanı tatmin ve de bu zararın meydana getireni cezalandırma aracı olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır.
Bu itibarla, ilk defa yargı kararıyla para olarak değerlendirilebilen bir manevi tazminatın önceden davalı idarece belirlenmesi ve de ödenmesinin mümkün olmaması nedeniyle, ödemede gecikmeden bahsedilemeyeceği gibi, manevi tazminat, esasen bütün hususlar dikkate alınarak "takdiren" belirlendiğinden manevi tazminata faiz uygulanmaması gerektiği oyuyla kararın bu kısmına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.