Esas No: 2018/285
Karar No: 2022/2752
Karar Tarihi: 22.02.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/285 Esas 2022/2752 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, 2010 yılında sahte fatura düzenlediği suçlamasıyla mahkum edilirken, 2009 yılına ait sahte fatura düzenleme suçlaması nedeniyle açılan dava ise olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle düştü. Daire, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmemesi nedeniyle 2010 yılına ait mahkumiyet kararını onaylarken, 53. madde ve Anayasa Mahkemesi'nin 8.10.2015 tarihli iptal kararını hatırlatarak bu maddeye uyulmasını önerdi. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 66/1-e ve 67/4 maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, sanığın 2009 yılına ait sahte fatura düzenleme suçlamasıyla açılan davada gerçekleştiği ve bu nedenle davanın düştüğü belirtildi.
Kanun maddeleri açıklaması:
- 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 230. maddesi: Fatura unsurlarını belirleyen madde.
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 217. maddesi: Mahkemenin kanaati doğrultusunda delilleri değerlendirmesine ve olayın gerçekleşme şekline göre karar vermesine olanak tanıyan madde.
- 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi: \"Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223. maddesi uyarınca kararın bozulduğu hallerde, verilen kar
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
A) 2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün temyiz incelemesinde;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.11.2018 tarihli, 2018/427 Esas ve 2018/517 Karar sayılı ilamı ile sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlarında suça konu faturaların, 213 sayılı VUK'nin 230. maddesine göre yalnızca unsurlarının tespiti amacıyla incelenmesinde zorunluluk bulunmadığından ve 14.09.2009 tarihli dilekçe ile sanığın herhangi bir mal ve hizmet teslimi olmadan komisyon karşılığı sahte fatura ticareti yaptığı ihbarı üzerine sanık hakkında yapılan vergi incelemesinde sanığın düzenlediği faturaların sahte olduğunun tespit edilmesi; 10.10.2013 savunmasında işlerini takipte .... isimli bir kişiyi sorumlu müdür olarak atadığını, sahte faturalarla bir ilgisinin olmadığını söyleyen sanığın 26.06.2014 tarihli savunmasında ise açık adresini bilmediği muhasebecisi.... isimli kişinin kendi beyanı doğrultusunda faturaları düzenlediğini, sahte belgeleri kendi adına onun düzenlemiş olabileceğini belirtmesi, böylece sanığın savunmalarında çelişki bulunduğunun anlaşılması karşısında, 5271 sayılı CMK'nin 217. maddesi uyarınca duruşmadan edindiği kanaate göre delilleri değerlendirip sanığa yüklenen “2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçunun sübutu yönünden vicdani kanıya ulaşan Mahkemenin takdir ve kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş; TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
B) 2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün temyiz incelemesinde;
Mükellefiyet kaydının resen terk ettirildiği tarihten sonraki dönemlerde de sanıktan mal ve hizmet satın alındığının beyan edilmesi nedeniyle en aleyhe kabulle suç tarihinin "31.12.2009" olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Sanık hakkında, “2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme" suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla sanığın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, 22.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.