11. Ceza Dairesi 2019/3793 E. , 2020/1413 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura kullanmak
HÜKÜM : Mahkumiyet
Katılan vekilinin temyiz istemi katılan lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yönelik olup bu taleple sınırlı olarak, sanık müdafinin temyiz isteminin ise esasa ilişkin olduğu değerlendirilerek yapılan incelemede;
1- Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141/3, 5271 sayılı CMK’nin 34/1, 230, 232 ve 289/1-g maddeleri gereğince mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması, Yargıtay"ın bu işlevini yerine getirmesi için gerekçede iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılıp değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi, bu delillere göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın fiilinin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması, delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerekirken, bu ilkelere uyulmadan gerekçeden yoksun olarak hüküm kurulması,
2- Sanık hakkında “2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura kullanma” suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın, suça konu faturaların gerçek bir ticari ilişkiye dayandığını savunması karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından; suç konusu faturaları düzenleyen şirketler hakkında sahte fatura düzenleme suçundan dava açılıp açılmadığının araştırılması, açılmış dava var ise dava dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosya içine alınması; faturaları düzenleyen şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kime verdiklerinin, sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması; faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için; faturaları düzenleyen şirket ve mükelleflere ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgelerin; faturaları kullanana ait yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığına, faturalara konu malzemeleri kullanabilecek kapasitede işletme hacmi olup olmadığına ilişkin belgelerin getirtilmesi, daha sonra, faturaları düzenleyen şirket ve mükellefler ile sanığın ticari defterleri ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması, sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- Sahte fatura kullanma suçlarında her takvim yılında işlenen suçların birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu, ancak aynı takvim yılı içerisinde farklı zamanlarda kullanılan sahte fatura eylemlerinin zincirleme sahte fatura kullanma suçunu oluşturacağı gözetilmeden, sanık hakkında 2008-2009 takvim yıllarında sahte fatura kullanma suçlarından ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken hangi yıla ilişkin olduğu da belirtilmeksizin tek hüküm kurulması,
4- Sanık hakkında 213 sayılı VUK"nin 359/b, 5237 sayılı TCK"nin 43. maddeleri uyarınca hükmedilen 3 yıl 9 ay hapis cezasından, TCK"nin 62. maddesi gereğince 1/6 indirim yapılması sırasında, sonuç cezanın 3 yıl 1 ay 15 gün yerine 2 yıl 13 ay 15 gün olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini,
5- Kendisini vekille temsil ettiren katılan kurum lehine, CMK"nin 325/1. ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14/1. maddesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmemesi,
6- Suça konu faturaların KDV’de kullanılmış olması nedeniyle 2008 yılı için 25/01/2009, 2009 yılı için 25/02/2009 olması gereken suç tarihlerinin gerekçeli karar başlığında 2008 olarak eksik yazılması yasaya aykırı,
7- 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafi ile katılan vekilinin temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 18/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.