Esas No: 2017/11258
Karar No: 2022/2753
Karar Tarihi: 22.02.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/11258 Esas 2022/2753 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararda, sanık hakkında sahte fatura düzenlemek ve kayıt ve belgeleri gizlemek suçlarından ceza verildiği belirtiliyor. Temyiz incelemesi sonucunda, kayıt ve belgeleri gizleme suçuyla ilgili mahkumiyet hükmü onandı. Ancak, sahte fatura düzenleme suçları için yapılan incelemede, suç tarihlerine ilişkin olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle hükümlerin bozulması gerektiği sonucuna varıldı. Ayrıca, sanık hakkında açılan bir dava için de maddi delillerin eksik incelenmesi nedeniyle hüküm bozuldu. Kararda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 53. maddesi ve Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da yer aldı. Sanıklara öngörülen ceza türleri, üst sınırları ve TCK'nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen özel dava zamanaşımı gibi kanun maddeleri de kararda detaylı bir şekilde ele alındı.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Defter, kayıt ve belgeleri gizleme, Sahte fatura düzenleme
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
A) Defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
B) 2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde;
En son aralık ayında matrahlı beyanname verilmesi nedeniyle en aleyhe kabulle suç tarihlerinin sırasıyla "31.12.2008" ve "31.12.2009" olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Sanık hakkında, “2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme" suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihlerinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla sanığın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davalarının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
C) 2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
1) Sanık hakkında "2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme“ suçundan açılan kamu davasında; sanığın savunmasında " ben daha önce birçok taşıma işi yaşadım, bu sebeple defterlerimi kaybettim, ondan dolayı ibraz edemedim, sahte fatura kullanma suçunu kabul etmiyorum..." şeklinde beyanda bulunması ve vergi incelemesi sırasında faturaları kullanan mükellefler yönünden karşıt inceleme yapılmadığının anlaşılması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından;
a) 2010 takvim yılında mükellef tarafından düzenlendiği belirtilen faturalar temin edilerek sanığa gösterilmesi, yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması,
b) Faturalardaki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını söylemesi halinde sanığın temin edilecek yazı ve imza örnekleri ile faturalardaki yazı ve imzaların kime ait olduğu hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
c) Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
aa) Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorulması, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
bb) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, dava açılmış ise dosyalarının getirtilip incelenerek ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya alınması,
cc) Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatıldıktan sonra sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanığı tanıyıp tanımadıkları ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile mahkûmiyet hükmü kurulması,
2) Kabule göre de;
a) Sanık hakkında, aynı takvim yılı içerisinde birden fazla sahte fatura düzenleme şeklinde gerçekleşen eylemlerine ilişkin olarak, TCK‘nin 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümleri uygulanmayarak eksik ceza tayini yasaya aykırı,
b) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından ceza miktarı itibarıyla sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 22.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.