12. Hukuk Dairesi 2017/5559 E. , 2017/11748 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Borçlunun satışa hazırlık işlemleri sırasında yapılan tebligat işlemlerinin usulsüz olduğunu ileri sürerek ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, borçluya satış ilanının ve ihale gününün usulünce tebliğ edildiği, şikayetin 7 günlük sürede yapılmadığı gerekçesi ile süre yönünden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dairemizin 12.12.2016 tarih ve 2016/19959 E. - 2016/25177 K. sayılı bozma ilamında;
“…. mahkemece, İİK"nun 134/2. maddesi uyarınca duruşma açılarak, iddia ve savunmalar alındıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, evrak üzerinden yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir., …” denilmek suretiyle mahkeme kararının bozulduğu, bozma üzerine yapılan yargılama neticesinde, mahkemece, borçlunun ihalenin feshine yönelik talebinin incelemesinde ileri sürdüğü hususlar yerinde görülmeyerek, satış ilanı ve ihale gününün usulünce tebliğ edildiği, dolayısıyla şikayetin 7 günlük sürede olmadığı gerekçesi ile reddine karar verildiği görülmüştür.
Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılabilmesi için aynı Kanunun 10/2. maddesi gereğince muhatabın bilinen en son adresinin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinin gerçekleşmesi gerekir. Bu hal gerçekleştikten sonra tebligatı çıkaran merci tarafından Tebligat Yönetmeliği"nin 79. maddesine uygun zarf üzerine aynı Yönetmeliğin 16/2. maddesi gereğince; “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda tebligatın TK"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması"na dair kayıt düşülmesi zorunlu olup; tebligatı çıkaran mercii tarafından anılan şekilde şerh verilmeden salt "... adresi" ibaresine dayanılarak, tebliğ memuru tarafından 21/2. maddeye göre tebliğ işlemi yapılamaz.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 17. maddesine göre, belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde, tebliğ, aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Bu maddede belirtilen şahıslara, muhatap adına tebligatın yapılabilmesi için, tebligatın yapılacağı sırada muhatabın orada bulunmaması gerekir. Ancak, 7201 sayılı Kanun"un 17. ve Tebligat Yönetmeliği"nin 26. maddeleri uyarınca muhatabın tebliğ sırasında orada bulunmadığı saptanmadan anılan maddeye göre tebligat yapılamaz.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 20. maddesine göre de; ""13, 14, 16, 17 ve 18. maddelerde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere
gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru, tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka bir yere gittiğini belirten kimse, beyanını imzadan imtina ederse, tebliğ eden bu beyanı şerh ve imza eder. Bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme halinde tebligat, 21 inci maddeye göre yapılır...."" Tebligat Yönetmeliği"nin 29/2. maddesine göre ise; ""Bu kişilerin beyanlarını imzadan kaçınmaları ve tebliğ evrakını kabul etmemeleri durumunda, tebliğ memuru bu hususu tutanağa yazar, imzalar ve tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti üyesinden birine ya da kolluk amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve teslim ettiği kişinin adresini içeren ihbarnameyi gösterilen adresin kapısına yapıştırır.""
Somut olayda; borçlu adına gönderilen ödeme emri ve kıymet takdir raporunun; ".... Mah. .... C İç kapı no:6 .../" adresinden ayrıldığından10/09/2015 tarihinde bila tebliğ iade edildiği, tebligat zarfı üzerine “... adresi” olduğu yazılarak aynı adrese gönderilen ödeme emri ve kıymet taktir raporunun; adresten ayrılmış olup yerleşim kaydına göre adreste kayıtlı olduğundan 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre 14.09.2015 tarihinde mahalle muhtarına tebliğ edildiği, ancak tebliğ zarfının üzerine, tebligatı çıkaran mercii tarafından Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği,borçlunun iş yeri adresi olan Devlet Hastanesine gönderilen kıymet takdir raporunun; 25/05/2015 tarihinde muhatap evde olduğundan muhtara tebliğ edildiği, anılan tebligatın, borçlunun iş yerinde bulunmadığının tespiti üzerine 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 17.maddesine göre iş yerinde tebligat almaya yetkili memura teslimi gerekirken, mahalle muhtarına verildiği, tebligat zarfı üzerine “... adresi” olduğu yazılarak ".... Mah. .... iç kapı no:6 .../" adresine gönderilen satış ilanının ise; borçlu adresten ayrılmış olup yerleşim kaydına göre adreste kayıtlı olduğundan 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre 05.11.2015 tarihinde mahalle muhtarına tebliğ edildiği, ancak tebliğ zarfının üzerine, tebligatı çıkaran mercii tarafından Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği tespit edilmiştir. Bu durumda, yukarıdaki yasa ve yönetmelik hükümleri uyarınca, kıymet taktir raporu ve satış ilanı tebligatlarının usulsüz olduğu anlaşılmaktadır.
İİK’nun 127. maddesi gereğince, taşınmaz satışlarında satış ilanının bir suretinin borçluya tebliği zorunludur. Yukarıda belirtildiği üzere satış ilanı tebliği, Tebligat Kanunu hükümlerine aykırı olarak yapıldığından ve dolayısıyla satış ilanı tebliği zorunluluğu bu hali ile yerine getirilmediğinden, bu husus başlı başına ihalenin feshi sebebidir.
O halde, mahkemece, şikayetçi borçluya satış ilanının usulüne uygun tebliğ edilmemesi nedeni ile tüm taşınmazlar yönünden ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.