Esas No: 2019/8705
Karar No: 2022/2689
Karar Tarihi: 22.02.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/8705 Esas 2022/2689 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararda, sanığın özel belgede sahtecilik suçundan mahkumiyeti kararlaştırılmıştır. Ancak, Elektronik Haberleşme Kanunu'nun ilgili maddeleri ve TCK'nin 7. maddesi dikkate alınarak, sanığa ön ödeme önerisinde bulunulmadan hüküm kurulması yasaya aykırı bulunmuştur. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi'nin bir kararı doğrultusunda sanığın hukuki durumu yeniden değerlendirilmelidir. Suça konu belgenin akıbeti hakkında karar verilmemiş ve TCK'nin 53. maddesine ilişkin uygulama yeniden değerlendirilmelidir. Kararda, Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesinin 4. ve 5. fıkraları ile 5809 sayılı Kanun'un 104 ve 105. maddeleri açıklandı. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi'nin 14.01.2021 tarihli, 2020/81 Esas ve 2021/4 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin (d) bendinde yer alan \"hükme bağlanmış\" ibaresinin basit yargılama usulü yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiği açıklandı.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
5271 sayılı CMK’nin 231/8-son cümlesi uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 21.06.2011 tarihinden, denetim süresi içinde ikinci suçun işlendiği 07.05.2013 tarihine kadar dava zamanaşımının durduğu gözetilerek yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
1) Hüküm tarihinden önce 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanun'un 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki "Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükümleri ile TCK'nin 7. maddesi karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan ve lehe olan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesindeki düzenleme dikkate alınarak, sanığa usulüne uygun şekilde ön ödeme önerisinde bulunularak sonucuna göre karar verilmesi gözetilmeden, “özel belgede sahtecilik" suçundan hüküm kurulması yasaya aykırı,
2) Sanığın eylemine uyan "5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’na aykırılık" suçunda ön ödemenin gerçekleşmemesi halinde; hükümden sonra, 16.03.2021 tarih ve 31425 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli, 2020/81 Esas ve 2021/4 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin (d) bendinde yer alan "hükme bağlanmış" ibaresinin, basit yargılama usulü yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olması karşısında, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3)Kabule göre de;
a)Suça konu belge aslının akıbeti hakkında herhangi bir karar verilmemesi,
b)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesi gerekliliği,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 22.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.