Esas No: 2019/1219
Karar No: 2022/2006
Karar Tarihi: 23.02.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2019/1219 Esas 2022/2006 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ordu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada, sanıklardan bazılarının beraat hükümlerinin onanmasına, bir sanığın mahkûmiyet hükmünün onanmasına, başka bir sanığın beraat hükmünün bozulmasına ve bir sanığın mahkûmiyet hükmünün de bozulmasına karar verilmiştir. Bozulan hükümde, sanık TCK'nın 187/1. maddesi yerine yanlışlıkla TCK'nın 188/6. maddesi uygulanmıştır. Ayrıca, sonraki bir tarihli karar nedeniyle sanığın durumu yeniden belirlenmelidir.
TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümleri Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir ve 7242 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler de mevcuttur. Kararda ayrıca TCK'nın 66. maddesi açıklanmıştır ve bu maddenin 1. fıkrasının (e) bendine göre suç tarihi itibarıyla atılı suç için öngörülen 8 yıllık dava zamanaşımı süresinin dolduğu belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
-TCK'nın 53. maddesi
-TCK'nın 66. maddesi
-5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi
-1412 sayılı CMUK’un 322. maddesi
-5271 sayılı CMK’nın 223. maddesi
-5271 sayılı CMK’nın 299. maddesi
-TCK'nın 187/1. maddesi
-TCK'nın 188/6.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : ORDU 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hükümler : Mahkûmiyet (sanıklar ... ve ... hakkında); Beraat (sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında)
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Sanıklar ..., ... ve ... hakkında kurulan beraat hükümlerinin incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
B) Sanık ... hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararının ve 7242 sayılı Kanunla yapılan değişikliklerin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
C) Sanık ... hakkında kurulan beraat hükmünün incelenmesinde:
28/09/2012 tarihli olay tutanağında, sanık ...'nın net 1.5 gram tütünle karışık keneviri yere attığının belirtilmesi ve yakalama sonrası sanığın alınan beyanında olay tutanağını doğrulayacak şekilde söz konusu maddenin kendisine ait olduğunu beyan etmesi karşısında, eylemin bu haliyle "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçunu oluşturduğu gözetilmeden, sanığın beraatine karar verilmiş ise de; sanığın sabit olan eyleminin "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak" suçunu oluşturduğu, ancak sanığın sorgusunun yapıldığı 04/06/2013 tarihinden itibaren, temyiz incelemesinin yapıldığı tarihe kadar zamanaşımını kesen başkaca bir işlemin yapılmadığı, TCK’nın 66. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde suç tarihi itibarıyla atılı suç için öngörülen 8 yıllık dava zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından; diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA; bozma sebebine göre, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 1. fıkrası ve 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası gereğince sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
D) Sanık ... hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Sanık müdafiinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğinin, hükmolunan hapis cezasının süresine göre, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 1.fıkrası, 1412 sayılı CMUK'un 318 ve 5271 sayılı CMK'nın 299. maddeleri uyarınca reddine karar verilmiştir.
1) TCK'nın 187/1. maddesi "Kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde ilaç üreten veya satan kimseye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve adlî para cezası verilir." şeklinde düzenlenmiştir. Söz konusu maddenin lafzından ve gerekçesinden de anlaşılacağı üzere suçun konusu ilaçtır. Suç, ilacın kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde üretilmesi veya satılması ile oluşur. TCK'nın 188/6. maddesi ise "Üretimi resmi makamların iznine veya satışı yetkili tabip tarafından düzenlenen reçeteye bağlı olan ve uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğuran her türlü madde açısından da yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır. Ancak, verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir." şeklinde düzenlenmiştir. Bu maddede suçun konusunu oluşturan maddenin "uyuşturucu veya uyarıcı madde" etkisi doğurması suçun oluşumu için gerekli görülmüştür. Somut olayda, 11/10/2012 tarihinde ele geçirilen suça konu 690 adet tabletin içerdiği kafeinin niteliği hakkında Adli Tıp Kurumu Beşinci İhtisas Kurulu Kimya İhtisas Dairesinden alınan 31/03/2014 tarihli raporda "Kafein'in uyarıcı madde etkisi doğuran bir madde olduğu ve üretiminin de resmî makamların iznine bağlı olduğu..., ...uyarıcı madde etkisi nedeniyle kafein'in suiistimal edildiğinin de bilindiği, suiistimal edildiğinin tespiti halinde kafein'in TCK'nın 188/6. maddesi kapsamına girip girmeyeceği hususunun Mahkemenizce değerlendirilmesinin uygun olacağı..." belirtilmiştir. Söz konusu raporda, uyarıcı madde etkisi taşıdığı ifade edilen suça konu tabletlerin, miktarı itibari ile kişisel kullanım dışında çok sayıda ticari amaçla bulundurulmak suretiyle suiistimal edildiği gözetilerek, sanığın eyleminin TCK'nın 188/6. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu anlaşılmakla; sanığın TCK’nın 188/3, 188/6. maddeleri uyarınca cezalandırılması yerine suç vasfı yanlış değerlendirilerek sanık hakkında TCK’nın 187/1. maddesi uygulanmak suretiyle hüküm kurulması,
2) Sanık hakkında hükmolunan 60 gün adli para cezasının TCK’nın 52/2. maddesi uyarınca gün karşılığı belirlenerek paraya çevrilmemesi,
3) Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, CMUK'un 326/son maddesi gereğince sonuç ceza miktarı itibariyle sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına,
23/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.