17. Hukuk Dairesi 2015/77 E. , 2017/5528 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; 24/10/2012 günü... plakalı araç sürücüsünün dikkatsiz bir şekilde geri geri ve hızlı gelerek yaya ... ... ... çarparak ölümüne neden olduğunu, trafik kaza tespit tutanağı ve ifade tutanaklarına göre de sürücünün asli kusurlu olduğunu, söz konusu sürücünün kurallara aykırı olarak hareket ettiğini, ... kararlarına göre küçük yaşta ölen çocukların anne ve babalarının varsayımsal desteği olduğunu, ailenin kırsal kesim kökenli oluşu dikkate alındığında desteğin 18 yaşında değil 10-12 yaşlarında başlayacağını, bu yaşlardaki bir çocuğun anne ve babasına yardım ve hizmet ederek destek olabileceğini, davacıların BK 53.maddesine dayanarak cenaze kaldırma ve defin giderleri isteme hakkı bulunduğunu, trafik kazasında oğullarını kaybeden anne ve babanın büyük bir acı yaşadıklarını, davacıların oğullarının ölmesi ile manevi destekten yoksun kaldıklarını belirterek 6100 sayılı Yasanın 107.maddesi uyarınca toplanacak delilere göre 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 1.000,00 TL cenaze ve defin giderleri olmak üzere 2.000,00 TL maddi tazminatın işleten ve sigortacı yönünden olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, baba için 30.000,00 TL, anne için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 80.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleycek faizi ile birlikte işletenden tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 29.05.2014 tarihinde ıslah ile maddi tazminat talebini toplam 48.011,74 TL ye yükseltmiştir.
Davalılar vekilleri davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacıların maddi tazminat taleplerine ilişkin davalarının kabulü ile ... için 19.312,35 TL"nin, ... için 23.663,14 TL maddi tazminat ve 5.036,25 TL cenaze giderleri olmak üzere toplam 48.011,74 TL"nin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine;davacıların manevi tazminat talepli davalarının kısmen kabul kısmen reddi ile davacı ... için 5.000,00 TL, davacı ... için 8.000,00 TL olmak üzere toplam 13.000,00 TL manevi tazminatın davalı ... San ve Tic. Ltd Şti"den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine,fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.
2-Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı BK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar lehine takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3-a-)Davacılar vekilince dava dilekçesinde maddi ve manevi tazminat yönünden olay tarihinden itibaren faiz talep edilmiş, ıslah dilekçesinde ise 48.011,74 TL maddi tazminata sigortacı yönünden temerrüt tarihinden davalı işleten yönünden olay tarihinden itibaren avans faizi istenildiği belirtilmiştir.Ancak mahkemece hükmedilen maddi tazminata dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmiştir. ..., zarara neden olan araç şirket adına kayıtlı olup dava konusu haksız eylemin TTK.’nun 3.maddesi uyarınca ticari iş niteliğinde bulunmasına ve maddi tazminata avans faizi talep edilmesine rağmen talebe aykırı biçimde yasal faize hükmedilmesi isabetli olmamıştır.
b-Haksız fiilden doğan tazminat alacaklarında kural olarak faiz başlangıcı olay tarihidir. Zarar gören, tazminat alacağına zararın doğduğu an hak kazanır. Haksız fiillerde olayın vuku tarihinde alacağın muaccel olduğu ve dolayısıyla borçlunun temerrüde düştüğü kabul edilmekte haksız fiil failinin temerrüdü için ayrıca alacağı istemeye yönelik ihtar keşide edilmesine gerek bulunmamaktadır. Bununla birlikte,2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 99/1 maddesi ile Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının Genel Şartlarının B-2 maddelerinde sigortacının zarar giderim yükümlülüğü, zararın ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya bildirildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortasının poliçe limiti dahilinde tazminatı ödemekle yükümlü olup, bu sürenin sonunda ödeme yapılmadığı takdirde temerrüt gerçekleşeceği öngörülmüştür. Somut olayda; davalı sigortanın hasar dosyasında davacılar vekilinin başvuru dilekçesinde 09.11.2012 tarihli başvuru kaşesi mevcuttur. Buna göre, davalı ... şirketi yönünden başvuru tarihine 8 iş günü ilave edilerek bu tarihten itibaren faiz yürütülmesi;
diğer davalı araç maliki yönünden ise kaza tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi gerekirken her iki davalı yönünden dava tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi isabetli görülmemiştir.
4-Bozma kapsam ve şekline göre davacılar vekilinin yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 ve 3 (a), (b) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; 4 nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma kapsam ve şekline göre davacılar vekilinin yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 16.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.