19. Hukuk Dairesi 2014/3726 E. , 2014/9182 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Alanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/03/2013
NUMARASI : 2011/463-2013/175
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile hafriyat işleri yapan davalı arasında, davalıya ait iş makinesiyle 118 saat kepçe çalışması bedeli karşılığı senet verdiğini, senedin ön yan tarafına bu hususun yazıldığını, ancak senet miktarının fahiş yazılarak takibe girişildiğini, senedin üzerinde tahrifat yapıldığını, kepçenin 118 saat çalışma bedeli karşılığı dışındaki senet miktarını kabul etmediklerini, müvekkiline nakit para verilmediğini ileri sürerek takibe konulan senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile senedin iptali ve % 40 tazminat talebiyle dava açmıştır.
Davalı vekili, müvekkiline verilen senedin borç senedi olduğu, icra dosyası ve senet aslında davacının belirttiği yan tarafta ibare olmadığını, davacının imza inkarında bulunmadığını, senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu davacının kanıtlaması gerektiğini, davacının 11800 TL’lik borcu kabul ettiğini, davacının senedin fotokopisine böyle bir ibareyi sonradan yazmış olabileceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece dosya kapsamı, savcılık ve ceza dosyaları, 06.06.2008 tarihli tanık Mustafa Dingil"in savcılık beyanı ile davalı savunmaları karşısında, takibe konu senedin 118 saat kepçe çalışması karşılığı verilmiş bulunduğu, davacının ibraz ettiği 118 saatlik çalışma bedelinin saati 120 YTL’den 14.160 TL tuttuğunun Alanya Belediyesi yazısı ile belirlenmesi ve senet üzerinde tahrifat yapılarak aslının aynıdır kaşesi yazılmış senedin 118 saat kepçe çalışma bedeli olarak düzenlenen senet olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, takibe konu 150.000 TL bedelli senetten dolayı davacının 135.840 TL üzerinden borçlu olmadığının tespitine, (14.160 TL davacı tarafça kabul edilmiş olduğundan) 135.840 TL üzerinden hesaplanacak % 40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan Dairemiz bozma ilamında; “Taraflar arasında ticari ilişki ve dava konusu 150.000 YTL’lik bono yönünden, devam eden “Kamu Kurumunu Araç Kullanarak Dolandırıcılık, Özel Belgede Sahtecilik ve Görevi İhmal’"den müştekisi M.. E.., sanıkları senet lehtarı davalı A.. Ç..baba ve İcra Müdürü Ali Açıkgöz olan Konya 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/627 Esas ceza davası bulunduğu ve yargılamanın devam ettiği anlaşılmaktadır. Asliye Ceza Mahkemesinden verilecek karar nizalı olan bononun durumunun belirlenmesi yönünden önemlidir. Bu durumda mahkemece, ceza davasının sonuçlanması beklenilmeden yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” denilmiştir.
Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve toplanan delillere göre; davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın İ.İ.K."nın 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit davası olduğu, ceza dosyası kapsamına göre davaya konu senette davacının iddia ettiği ibarelerin bulunduğuna ilişkin fotokopi halindeki davacı tarafından sunulan belge dışında delil bulunmadığı, her ne kadar ceza dosyasından verilen karar kesinleşmemişse de, genel hukuki bilgilere göre dosyadaki deliller dikkate alındığında sanıkların mahkumiyetine yeterli delil bulunmadığı, senede ekli olduğu belirtilen koçan üzerinde belirtilen sözler yazılı olsa bile bunun senet içeriğiyle ilgili olduğuna ilişkin ibare bulunmadığı, senedin bu sebeple verilmesi halinde bunun o bölüme yazılmasının ve geri kalan kısmının boş olarak verilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, ceza dosyasının Yargıtay"dan dönüşünün beklenmesinin sonuca etkili olmayacağı, davacının senedin boş olarak verildiği ve anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasını aynı güçteki bir delille çürütmesi gerektiği, yazılı delil ibraz edilmediği, davacı tarafça davalıya yemin teklifinde bulunulduğu, davalının yemin teklifini kabul edip, yemin ettiği, davacının senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasını ispat edemediği anlaşıldığından davanın bu nedenle reddine; davalı tarafça tazminat talebinde bulunulmuşsa da, davalının iddialarının ciddi kabul edilip iddialarla ilgili ceza davaları açılması dikkate alındığında, tazminat isteme koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından davalının tazminat talebinin bu nedenle reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Davacı vekilinin temyiz itirazı ceza mahkemesince verilen karar kesinleşmeden hüküm kurulmasına ilişkindir. Bilindiği üzere 818 sy. BK"nın 53. madddesi gereği ceza mahkemesince tespit edilen maddi vakıa hukuk hakimini bağlar. Mahkemece Dairemiz bozma kararına uyulmasına karar verildiği halde dava konusu bono ile ilgili özel belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçları ile ilgili olarak açılan ceza davasında Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen beraat kararının kesinleşmesi beklenilmeden hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
2-Davalı vekilinin temyiz itirazı ise İİK’nın 72/4. Md. gereği lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmemiş olmasına ilişkindir. Mahkemece 01.10.2007 tarihinde takibin %15 teminat karşılığında dava sonuna kadar durdurulması hususunda tedbir kararı verildiği ve tedbir kararının takip dosyasının ait olduğu Konya 4. İcra Müdürlüğünce infaz edilerek takibin durdurulduğu anılan İcra Müdürlüğü"nün dosya kapsamındaki 16.10.2007 tarihli müzekkere cevabından anlaşılmaktadır. Mahkemece davacının iddiası ciddi olup ceza davası açılması sebebiyle davalının tazminat talebi de reddedilmiştir. Somut olayda İİK’nın 72/4. md. hükmü gereği davalı-alacaklının yaptığı takip alınan tedbir kararı ile durduğu halde davalı-alacaklının talebi olmasa dahi davalı lehine re"sen %40 tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davalının bu kalem isteminin reddi de isabetsizdir.
SONUÇ : Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı lehine, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davalı lehine BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 14.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.