14. Hukuk Dairesi 2016/15586 E. , 2020/2023 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 21/03/1994 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 23/02/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıların ortak murisi..."nun ölümü nedeniyle kendilerine intikal eden ... ili, ... ilçesi, ... Köy"ünde bulunan 406 parsel sayılı taşınmazın 36125 m2"lik kısmının davalılar tarafından ... 25. Noterliği"nin 23.07.1986 tarih 38298 yevmiye numaralı ve 14.07.1986 tarih 36458 yevmiye numaralı protokol ile kendilerine satış vaadinde bulunulduğunu, taşınmaz bedelinin aynı tarihte ödendiğini, davalıların taşınmazların tapusunu devretmekten kaçındıklarını beyanla, satışı vadedilen dava konusu taşınmazın müvekkiline ait olduğunun tespiti ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Bir kısım davalılar, yargılama aşamasındaki beyanlarında davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece 6100 sayılı HMK’nın 150/6. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
1086 sayılı HUMK"nın 409. maddesinin birinci bendinde “Oturuma çağrılmış olan tarafların hiçbiri gelmediği veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dava yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir,”
Beşinci bendinde “İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar açılmamış sayılır ve mahkemece bu hususta kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır,”
Altıncı bendinde “Birinci ve ikinci fıkralar gereğince işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilemeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi halde beşinci fıkra hükmü uygulanır” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Somut olaya gelince; mahkemece 19.04.1995 ve 14.12.2000 tarihli oturumlarda dosyanın 1086 sayılı HUMK"nın 409. maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, davacı taraf süresinde davayı yenilemiştir. Daha sonra 24.02.2002 tarihli oturuma ait birinci zabıtta tarafların oturuma gelmediğinin tespiti ile HUMK"nın 409. maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, dosya içerisinde bulunan 24.02.2002 tarihli ikinci zabıtta ise “bu sırada davacı vekili gelmiş olmakla duruşmaya devam olundu...” tespiti ile yargılamaya devam edilmiştir. Her iki zabıtta da duruşmaya katılan hakim ve katip imzasının bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece 24.09.2002 tarihi itibariyle ikinci bir celse açılıp bu sırada davacı vekili gelmiş olmakla duruşmaya devam olundu şeklinde kurulan ara kararın yok hükmünde olduğu gerekçesi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de; aynı gün davacı vekilinin duruşma salonuna gelmiş olması ile birlikte duruşmaya devam olunarak ara karar kurulmuş olduğundan, dosyanın işlemden kaldırmasına yönelik hukuksal sonuç doğmamıştır. Mahkemece farklı değerlendirme ile daha sonraki bir tarihte davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 20.02.2020 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onaması gerektiği görüşündeyiz. Bu nedenle hükmün bozulması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.