Esas No: 2019/932
Karar No: 2020/3812
Karar Tarihi: 10.11.2020
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2019/932 Esas 2020/3812 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Davacı ... San. ve Tic. AŞ vekili Avukat ...tarafından, davalı ... aleyhine 15/07/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13/04/2018 günlü karara karşı davalının istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; HMK"nun 353/1-b.2 maddesi gereğince kabulü ile ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/485 esas, 2018/183 karar sayılı ve 13/04/2018 tarihli kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair ...Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince verilen 29/01/2019 günlü kararın Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 20/10/2020 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile karşı taraftan davalı vekili Avukat ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı davalının istinaf başvurusu bölge adliye mahkemesince kabul edilerek ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmış ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; davalı ... içinde kurulu olan müvekkili şirkete ait fabrikanın 16-17/12/2001 tarihinde yağan aşırı yağışlar nedeniyle ... Deresinin taşması sonucu sular altında kaldığını, zararın tazmini amacıyla ...Büyükşehir Belediyesi aleyhine 23/12/2002 tarihinde ...4. İdare Mahkemesinin 2002/1568 esas sayılı dosyasında açtıkları davada zararın meydana gelmesinde % 30 oranında kusurlu bulunan davalı belediye ile birlikte, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın % 30 oranında ve ... ... Yönetiminin % 40 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, bu davada Danıştay 9. Dairesince verilen 12/12/2013 tarihli bozma ilamı uyarınca idare mahkemesince verilen 21/04/2014 tarihli ara kararıyla hasım mevkiine alınan ...’nin görev itirazının reddine karar verilmesi üzerine Uyuşmazlık Mahkemesince yapılan inceleme sonucunda ... açısından davaya adli yargı yerinde bakılması yönünde 26/01/2015 tarihinde karar verildiğini, bu nedenle idare mahkemesince davanın ...’ye ait kısmının görev yönünden reddine 29/04/2015 tarihinde karar verildiğini, bu kararın temyiz edilmeyerek kesinleştiği tarihi takip eden 10 günlük yasal süre içinde ... aleyhine açılan eldeki davanın idare mahkemesinde açılan davanın devamı niteliğinde olduğunu, idare mahkemesinde yapılan yargılamada zararın meydana gelmesinde davalı ...’nin % 40 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini belirterek, davalının kusuruna tekabül eden maddi zararın tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, zira davacının ... 2. Noterliğinin 30/09/2002 tarihli ihtarnamesiyle zararının ödenmesini istediğini, bu durumda davacının hem faili hem de zararını işbu ihtarname tarihinde öğrendiğinin kabulü gerektiğini, belediye aleyhine idari yargıda açılan davada verilen 21/04/2014 tarihli ara kararı ile müvekkilinin hasım mevkiine alınmasının, zamanaşımına uğramış bir hakkın davacıya yeniden tanınmasına imkan vermediğini, Uyuşmazlık Mahkemesinin müvekkili yönünden davanın adli yargıda görülmesi gerektiğine karar vermesinden sonra artık idari yargıda verilen hasım ekleme kararının da ortadan kalktığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; davalının zamanaşımı def’i reddedilmiş, idare mahkemesi kararının kesinleştiği ve yeni bir inceleme yapılmasına gerek olmadığı gerekçesiyle, bu dosyada alınan rapor hükme esas alınarak, davacının maddi tazminat isteminin kabulüne karar verilmiştir.
Hükme karşı davalı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.Bölge adliye mahkemesi ilgili dairesince; davacı şirketin dava dışı ... A.Ş ile birlikte noter kanalıyla davalıya gönderdiği 30/09/2002 tarihli ihtarname ile hem zararı hem de faili öğrendiği, olay tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 60. maddesinde öngörülen 1 ve 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde davalı ... aleyhine hem idari yargı hem de adli yargıda usulüne uygun şekilde bir dava açılmadığı, Danıştay’ın verdiği 12/12/2013 tarihli bozma ilamı uyarınca idare mahkemesince ...’nin 21/04/2014 tarihinde hasım olarak eklenmesi ve bu dava sonucunda ... hakkındaki davanın adli yargı yerinde açılacağına yönelik görevsizlik kararı verilmesinin zamanaşımını kesecek nitelikte olmadığı, ayrıca idari yargıda hasım ekleme kararının verildiği 21/04/2014 tarihi itibariyle de 818 sayılı Kanun’da öngörülen 1 ve 10 yıllık zamanaşımı sürelerinin geçtiği gerekçesiyle; davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b-(2) maddesi uyarınca kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.Bilindiği gibi müteselsil borçluluk; alacaklının, borcun tamamının ifasını birden çok borçludan ve dilediğinden isteyebildiği, borcun tamamı ifa edilinceye kadar borçluların hepsinin sorumlu olduğu bir borç ilişkisidir.Kanundan kaynaklanan teselsül, müteselsil borçluluğun doğrudan doğruya bir kanundan kaynaklanması halidir.Haksız eylem sebebiyle müteselsil sorumluluk hali ise 818 sayılı (mülga) Borçlar Kanunu’nun 50’nci ve Türk Borçlar Kanunu’nun 61’inci maddesinde düzenlenmiştir.818 sayılı (mülga) Borçlar Kanunu’nun “Müteselsil mesuliyet” ana başlığını, “Haksız fiil halinde” alt başlığını taşıyan 50’nci maddesinin birinci cümlesi “Birden ziyade kimseler birlikte bir zarar ika ettikleri takdirde müşevvik ile asıl fail ve fer"an methali olanlar, tefrik edilmeksizin müteselsilen mesul olurlar.” şeklinde düzenlenmiştir.Benzer açıklama 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) “Müteselsil sorumluluk” ana başlığını, “Dış ilişkide” alt başlığını taşıyan 61. maddesinde de yer almaktadır. Madde; “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” düzenlemesini içermektedir.Böylece kanun koyucu birden fazla kimsenin müşterek kusurlarıyla bir zarara sebebiyet vermesi halinde, bu kimselerin zarara uğrayana karşı müteselsilen sorumlu olmalarını öngörmüştür. Aynı haksız eylemden değişik hukuki nedenlerle sorumlu olanlardan her biri 818 sayılı Kanun’un 50 ve 51. maddeleri uyarınca, zarar nedeniyle davacıya karşı müteselsil (zincirleme, dayanışmalı) olarak sorumlu durumundadırlar. 818 sayılı Kanun’un 142. maddesine göre alacaklı, müteselsil borçluların tümünden veya birinden (veya birkaçından) borcun tamamının veya bir kısmının ödenmesini isteyebilir.Bu aşamada, teselsül hükümlerinin zamanaşımı hükümleri ile birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.818 sayılı Kanun’un 134. maddesi; "Müruruzaman müteselsilen borçlu olanlardan veya taksimi kabil olmayan bir borcun müşterek borçlularından birine karşı katedilmiş olunca diğerlerine karşı da katedilmiş olur" kuralını içermektedir. 6098 sayılı Kanun’un 155. maddesi de aynı yönde düzenlenmiştir.Kural olarak zamanaşımının kesilmesi, ancak borcunu ikrar eden veya adli işleme muhatap olan borçluya karşı hüküm ifade eder. Ancak 818 sayılı Kanun’un 134. ve 6098 sayılı Kanun’un 155. maddesi bu prensibe üç bakımdan istisna koymuştur. İlk olarak, bir müteselsil borçluya karşı kesilen zamanaşımı, diğerlerine karşı da kesilmiş olur. İkinci olarak, bölünemeyen bir borcun birlikte borçlularından birine karşı kesilen zamanaşımı, diğerlerine karşı da kesilmiş olur. Üçüncü olarak ise asıl borçluya karşı kesilen zamanaşımı kefile karşı da kesilmiş olur.
Müteselsil sorumluluğa ve zamanaşımına ilişkin bu genel açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında; davacı tarafından ...Büyükşehir Belediyesi aleyhine idare mahkemesinde 23/12/2002 tarihinde açılan davada alınan bilirkişi raporunda; yağan aşırı yağışlar sonucunda davacı şirketin organize sanayi bölgesi içinde bulunan fabrika binasını ... Deresinin taşması sonucu sel sularının basması nedeniyle oluşan zararın meydana gelmesinde Büyükşehir Belediyesinin dere ıslahını yapmaması nedeniyle % 30 oranında, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının taşkın riskinin yüksek olduğu dere yatağına organize sanayi bölgesi kurulması yönünde yer seçimi nedeniyle % 30 oranında, kanalizasyon sisteminin bakım ve onarımını yapmayan Organize Sanayi Bölgesi Yönetiminin ise % 40 oranında kusurlu bulunduğu belirlenmiş, Danıştay 8. Dairesinin 12/12/2013 tarihli bozma ilamı uyarınca sorumluluğu bulunan Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve ... Organize Sanayi Bölgesi Yönetiminin de hasım (davalı) konumuna alınması yönündeki bozma ilamına uyularak ...4. İdare Mahkemesince verilen 21/04/2014 tarihli ara kararıyla ... hasım mevkiine eklenmiş, ... yönetiminin davanın adli yargıda görülmesi gerektiği yönündeki görev itirazının reddine karar verilmiş, ... yönetiminin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı başvuru üzerine Uyuşmazlık Mahkemesince davanın ... ye ilişkin kısmının yargısal denetiminin adli yargı yerinde yapılması yönündeki kararı üzerine idare mahkemesince verilen 29/04/2015 günlü kararla davanın ... yönetimine ait kısmının görev yönünden reddine, diğer davalılar yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davacıya 12/06/2015 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz etmeyerek kendisi yönünden kesinleştiği tarihi takiben 10 günlük yasal süre içinde davacı şirket 15/07/2015 tarihinde eldeki temyize konu davayı ... Yönetimi aleyhine adli yargıda açmıştır. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 60. maddesi uyarınca haksız eylemden doğan zararın tazminine ilişkin davalar, zarar görenin zararı ve zarar vereni öğrendiği tarihten itibaren bir sene ve her halde haksız fiil tarihinden itibaren on senede zamanaşımına uğrar.Davaya konu haksız eylem 16-17/12/2001 tarihinde meydana gelmiş, davacı ... 2. Noterliği kanalıyla davalı ...’ye gönderdiği 30/09/2002 tarihli ihtarnamede, uğradığı zararın resmi kurumların rapor ve beyanlarıyla tespit edildiğini, olayın nedeninin alt yapı yetersizliği olduğunu, bundan doğan sorumluluğunda ...’ye ait olduğunu belirterek, oluşan zararın tazminini istemiştir. Davacının bu haliyle haksız eylem failini ihtarname tarihi olan 30/09/2002 tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir.Müteselsil borçlulardan birine karşı zamanaşımının kesilmesi, diğer müteselsil borçlulara karşı da zamanaşımını keser. (818 sayılı BK 134) Bu nedenle davacının müteselsil sorumlulardan ...Büyükşehir Belediyesi aleyhine 23/12/2002 tarihinde idari yargıda açtığı dava, eldeki davanın davalısı ... yönünden de zamanaşımını kesmektedir.Şu halde; davacının tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarih ile idari yargıda dava açtığı 23/12/2002 tarihi nazara alındığında, eldeki davanın süresinde açıldığı ve zamanaşımı süresinin dolmadığının kabulü ile işin esası incelenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmamış, bölge adliye mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz edilen bölge adliye mahkemesi kararının HMK 371. maddesi gereğince BOZULMASINA, dosyanın bölge adliye mahkemesine GÖNDERİLMESİNE ve davacı yararına takdir olunan 2.540,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 10/11/2020 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava, davacı şirketin ...İli ... ilçesi sınırları içindeki ... Organize Sanayi Bölgesinde yer alan fabrikasının 16/17 Aralık 2001 günü yağan aşırı yağışlar nedeniyle ... deresinin taşması sonucu sular altında kalması nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş; davalının istinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, davalının istinaf başvurusu kabul edilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı davacı temyiz etmiştir.Olay 16/17 Aralık 2001 günü meydana gelmiş, davacı şirket müteselsil sorumlulardan ...Büyükşehir Belediye Başkanlığına karşı 23/12/2002 günü idare mahkemesinde dava açmıştır. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun 134. maddesi uyarınca müteselsil sorumlulardan birine karşı açılan dava zamanaşımını kesse de, olay tarihinden itibaren belediye aleyhine idare mahkemesinde açılan dava tarihine kadar 818 sayılı Borçlar Kanunun 60/1. maddesi uyarınca bir yıllık zamanaşımı süresi dolmuştur.Davacı tacir olup, davalı ... içinde yer alan fabrikasını su bastığında zarara uğradığını ve zarar verenlerden birinin Organize Sanayi Bölgesindeki alt yapı hizmetlerini sunan davalı olabileceğini; olayın meydana geliş biçimine göre ve olay tarihi itibariyle bilebilecek, dolayısıyla zararı ve zarar vereni olay tarihinde öğrenebilecek konumdadır. Zamanaşımının başlangıç anının olay tarihi olan 16/17 Aralık 2001 olarak alınması gerekir. Bölge Adliye Mahkemesinin, 30/09/2002 tarihinde çektiği ihtarname ile davacının, zararı ve faili öğrendiği, bu tarihten itibaren adli ve idari yargı yerlerinde 1-10 yıllık zamanaşımı süresi içinde dava açılmadığı keza, idare mahkemesinde 21/04/2014 tarihinde davalı olarak eklenmesinin de zamanaşımını kesecek nitelikte olmadığı gerekçesi; 818 sayılı Borçlar Kanununun 134. maddesi ve davacının tacir olup olayın meydana geliş biçimi dikkate alındığında zararı, zararı vereni olay tarihinde öğrenmiş olduğunun kabulü gerekeceğinden hukuka uygun değildir. Açıklanan nedenle, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden sonucu itibariyle doğru olan davanın zamanaşımından reddi kararının gerekçesinin HMK" nun 370/4. maddesi uyarınca düzeltilmek suretiyle onanması gerektiğini düşündüğümüzden sayın çoğunluğun bozma görüşüne katılmamaktayız. 10/11/2020
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.