11. Hukuk Dairesi 2015/71 E. , 2015/1261 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 31/12/2013 tarih ve 2013/383-2013/370 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, kredi borçlusu olan ..."nin kredilerinin geri ödenmemesi üzerine şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, icra dosyasında şirkete çıkartılan tebligatların bila tebliğ iade edilmesi üzerine şirketin güncel adresinin tespiti için yazılan müzekkereye verilen cevabi yazıdan şirketin terkin edildiği bilgisinin edinildiğini, tasfiye işleminin eksik yapıldığını zira, borçlu adına kayıtlı ve müvekkili şirkete rehinli aracın tasfiyeye dahil edilmediğini ileri sürerek, icra dosyasında müvekkili şirkete rehinli aracın satışı yapılana ve satış bedeli şirket hesaplarına aktarılana kadar şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece iddia ve dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, davada husumetin borçlu şirketin tasfiye memuruna karşı yöneltilmesi gerektiği halde, borçlu şirketin tasfiye memuru hasım olarak gösterilmeksizin doğrudan Ticaret Sicil Müdürlüğü"ne karşı dava açıldığı, husumetin dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında doğrudan gözetileceği gerekçesiyle, davanın HMK"nın 114/1 ve 115/2 maddeleri uyarınca pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, limited şirketin ihyası istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Ancak, 6102 sayılı Yasa"nın Geçici 7. maddesinin 15. fıkrasında ""Bu maddede düzenlenmeyen hususlarda ilgili kanun ve esas sözleşmelerde öngörülen usullere göre hareket edilir. Bu madde gereğince tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek malvarlığı, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal eder. Hazine bu şirket ve kooperatiflerin borçlarından sorumlu tutulmaz. Tasfiye memurlarının sorumlulukları konusunda, özel kanunlardaki sorumluluğa ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun veya Kooperatifler Kanunu hükümleri uygulanır. Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir. "" hükmü düzenlenmiştir. Dosya içerisinde bulunan Ticaret Sicil Müdürlüğü yazısında ihyası istenilen şirketin 6102 sayılı TTK"nın geçici 7. maddesi uyarınca 24.9.2013 tarihinde re"sen terkin edildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, şirket hakkında re"sen terkin işlemi uygulanması nedeniyle ihya davasının sadece Ticaret Sicil Müdürlüğü"ne husumet yöneltilmek suretiyle açılabileceği nazara alınmaksızın, husumetin tasfiye memuruna yöneltilmesi gerektiği halde doğrudan Ticaret Sicil Müdürlüğü"ne yöneltildiği gerekçesiyle, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair yanılgılı değerlendirme ile, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.