11. Ceza Dairesi 2020/58 E. , 2020/1406 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
I-Sanığın özel belgede sahtecilik eyleminden hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
Mükerrir olan sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 58/6. maddesinin uygulanmasını gerektiren ve tekerrüre esas alınan ilamın hüküm fıkrasında gösterilmemesi; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21.01.2013 gün 2012/1431 Esas ve 2013/18 Karar sayılı kararında da açıklandığı üzere en ağırının infaz aşamasında gözetileceğinden bozma nedeni yapılmamış, gerekçeli karar başlığında "2010" şeklinde yanlış yazılan suç tarihinin, sanık ... müdafii tarafından özel belgenin dosyaya ibraz tarihi olan 26/09/2012 olarak mahallinde düzeltilmesi ve 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı, incelenen dosyaya göre kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan, hükmün ONANMASINA,
II-Sanığın resmi belgede sahtecilik eyleminden hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 gün, 2013/11-397 Esas, 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK"nin “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarında korunan hukuki yararın kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği ve 5237 sayılı TCK"nin 43. maddesi uyarınca, "bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi" durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün olduğu da gözetilerek; açıklanan ilkeler doğrultusunda, somut olayda sanık tarafından icra takibine konulan senetlerin sahte olduğu iddiasıyla kamu davası açıldığı; sanığın bu senetleri ..."dan işletme devir sözleşmesine istinaden aldığını savunması ve dosya kapsamında müştekilerin ... ile ticari ilişkileri sebebiyle senet verdiklerini beyan etmeleri ve suça konu senetlerdeki imzaların müştekilere ait olmadığına dair bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu ve sanık ..."in ... ile ticari ilişki içinde bulunan katılanların bilgilerini elde ederek sahte senet düzenleyerek kullandığının anlaşıldığı; sanık ..."in yargılandığı Fethiye 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/556 E. 2015/397 K. sayılı dosyasının suç tarihine ve suça konu senetlerden biri olmasına göre bu dosya ile bağlantılı olduğu, her iki dosyanın da temyiz incelemesi için Dairemizde bulunmaları nedeniyle dosyalar üzerinde birlikte yapılan incelemeden anlaşılmakla, sanığın her iki dosyadaki eylemlerinin suça konu sahte senetleri kısa zaman aralıklarında icra takibine koyması karşısında aynı suç işleme kararına bağlı olarak zincirleme biçimde resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturup oluşturmadığının değerlendirilebilmesi için davaların birleştirilmesinden sonra TCK"nin 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulması,
2-Kabule göre de;
a) Suça konu belge asıllarının denetime olanak verecek şekilde dosya arasında bulundurulmaması,
b) Hakkında tekerrür hükümleri uygulanan sanığın adli sicil kaydındaki en ağır cezayı içeren ilamın tekerrüre esas alınması ve tekerrüre esas alınan ilamın hüküm fıkrasında açıkça gösterilmesi gerektiği halde sanığın sabıka kaydındaki tekerrüre esas alınan ilamın açıkça gösterilmeyerek infazda tereddüte sebep olunması,
c) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 6723 sayılı Yasa ile değişik 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.