Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1417
Karar No: 2019/3361
Karar Tarihi: 21.05.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/1417 Esas 2019/3361 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalı adına kayıtlı olan iki taşınmaz üzerinde intifa hakkı tesis edilmiş ve bayilik sözleşmesi imzalanmıştır. Davalı, bayilik sözleşmesini feshetmesine rağmen taşınmazları teslim etmemiştir. Davacının müdahalenin men'i ile ecrimisil bedeli ve intifa hakkının süresi sona erdiğinden el atmanın önlenmesi talebiyle dava açması sonucunda, mahkeme davanın kısmen kabulüne ve birleşen davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak, mahkeme kararı bozulmuştur çünkü mahkeme, bozma kararından sonra yapılan ıslahı dikkate almıştır ve her ay için faiz hesaplandığı belirtilmemiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 177. maddesine göre, ıslah tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir. Bozma kararından sonra yapılan ıslah kabul edilemez. Kanun maddeleri: HMK 297, HMK 177.
19. Hukuk Dairesi         2018/1417 E.  ,  2019/3361 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki (asıl) el atmanın önlenmesi ve ecrimisil, (birleşen) ecrisimil davasının usul yönünden bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün asıl ve birleşen davada davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av....ile davalı vekili Av...."ın geldiği görülmüş olmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunan taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    - KARAR -
    Davacı vekili asıl davada, davalı adına kayıtlı 2873 parsel ve 3184 parsel nolu taşınmazlar üzerinde davacı adına 5 yıl süreli 21/09/2010 tarihli intifa hakkı tesis edildiğini ve taraflar arasında 18/09/2010 tarihli iki ayrı bayilik sözleşmesi imzalanarak istasyonların işletilmesinin davalıya bırakıldığını, davalının 26/01/2012 tarihli ihtarla bayilik sözleşmelerini feshetmesine rağmen istasyonları davacıya teslim etmediğini ileri sürerek müdahalenin men"i ile 2.000,00 TL ecrimisil bedelinin her aya ilişkin bedelin ait olduğu ayın sonundan itibaren ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 16/10/2015 tarihli dilekçesi ile talebini 28.000,00 TL ecrimisil bedeli olarak ıslah etmiştir.
    Davalı vekili asıl davada, davacının ürün teslim etme yükümlülüğünü ihtarnamelere rağmen yerine getirmemesi üzerine ... Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/1 D. İş sayılı dosyasında tespit yaptırıldığını, davacının Aralık 2011"den sonra hiç mal göndermediğini, bunun üzerine davalının 26/01/2012 tarihli ihtar ile bayilik sözleşmesinin feshi ile ariyetlerin teslim alınmasını davacıya ihtar ettiğini, davacının 20/02/2012 tarihinde ariyetleri teslim aldığını, intifa ile bayilik sözleşmesinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, bayilik sözleşmesinin haklı nedenle feshedilmesi nedeniyle davalının intifa sözleşmesi ile de bağlı kalmadığının açık olduğunu, davalının haksız el atmasının söz konusu olmadığını sözleşmedeki asli edimini yerine getirmeyen ve açıkça kusurlu olan davacının kendi kusurunun sonuçlarından yararlanamayacağını, 3184 parsel nolu taşınmazın davalı adına kayıtlı olmadığını, davacıya sadece 2873 parsel nolu taşınmaz için yönelmesinin mümkün olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    Davacı vekili birleşen davada, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin sona ermesine rağmen davacı yararına 5 yıl süreli intifa hakkı bulunan taşınmazların davacıya teslim edilmediği için 30/07/2013 tarihinde müdahalenin men"i ile ecrimisil davası açıldığını, davalının işgale 30/07/2013 tarihinden sonra da devam ettiği için 21/09/2015 tarihe kadar işleyen ecrimisil bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili birleşen davada, asıl davadaki savunma nedenleri belirterek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, yapılan yargılama toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, bayilik sözleşmesi ile intifa sözleşmesinin ayrı sözleşmeler olduğu, davalının bayilik sözleşmesini tek taraflı olarak feshetmesine karşılık dava konusu taşınmazlar üzerinde davacının 5 yıl süreli intifa hakkının bulunduğu ve davalının sözleşmeyi feshetmesine rağmen taşınmazları tahliye etmemesi nedeniyle davacının ecrimisil talebinde haklı olduğu gerekçesiyle asıl davada davanın kısmen kabulü ile 27.579,36 TL ecrimisil bedelinin her aya ilişkin bedelin ait olduğu ayın sonundan itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, intifa hakkının süresi sona erdiğinden el atmanın önlenmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davada davanın kabulü ile 40.000,00 TL ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2- Bozma kararından sonra yapılan yargılama sırasında, davacı asıl davada davasını ıslah etmiş ve mahkeme de bu ıslahı dikkate alarak hüküm kurmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 177. maddesinde belirtildiği üzere, ıslah tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir. Mahkemece, karar verilmesinin ardından verilen bozma kararından sonraki yargılama aşamasında ıslah yapılması mümkün değildir. Yargıtay İçtihatlarının Birleştirilmesi Büyük Genel Kurulunun 04.02.1948 tarihli ve 10/3 sayılı kararında da ifade edildiği üzere, Yargıtay bozma kararından sonra ıslah yapılamaz. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu 06.05.2016 gün ve 2005/1 E., 2006/1 K. sayılı kararında da 04.02.1948 gün ve 1948/3 esas, 1944/10 karar sayılı içtihadı birleştirme kararındaki benzer gerekçelerle “bozma kararı sonrası ıslah yapılamayacağı ve içtihadı birleştirme kararının değiştirilmesinin gerekmediğine” dair karar verilmiştir. Mahkemece bu husus göz ardı edilerek bozmadan sonraki yargılama aşamasında yapılan ıslahın yapılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken ıslah dikkate alınarak hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    Ayrıca, bilindiği üzere; mahkemenin, hüküm fıkrasında asıl ve yardımcı taleplerin hepsi hakkında açık ve tereddüte yol açmayacak şekilde karar vermesi gerekir (HMK 297). Ecrimisil tazminatı için faiz talep edilebilir ise de her ay için gerçekleşen ecrimisil tazminatına ayrı ayrı faize hükmedilmesine imkan sağlayan bir düzenleme bulunmadığı gibi hükmün yazılış biçimine göre de hüküm altına alınan alacağın toplam olarak gösterilmesi ve her ay için ne kadar faiz hesaplandığı belirtilmemesi de infazda tereddüte neden olacağından doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen davalıya iadesine, 21/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi