10. Hukuk Dairesi 2008/17704 E. , 2010/2302 K.
"İçtihat Metni"......
Dava, 1479 sayılı Kanun kapsamında.........igortalılığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1479 sayılı Kanun, zorunlu sigortalılık şemsiyesi altına alınan “Esnaf ve Sanatkârlar ve diğer bağımsız çalışanlara” kanunda yazılı sosyal güvenlik hükümlerini uygulama amacını taşımakta olup, aynı Kanunun 24/1-a ve 25.maddelerinde ........ sigortalılığının, gelir vergisi mükellefiyetinin başladığı tarih esas alınarak belirlenmesi ölçütünü getirirken; 26.madde ile de, sigortalı olma hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği ve kaçınılamayacağını, ayrıca, bu kanuna göre sigortalı sayılanların, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren üç ay içinde kuruma başvurarak kayıt ve tescil yaptırmalarının zorunlu olduğunu, aksi durumda, Kurum tarafından re’sen tescil işleminin yapılacağını hükme bağlamıştır.
Buna karşın, 1479 Sayılı Kanunda sigortalılık hak ve mükellefiyetlerinin belirli tarihlerden başlatılmasını zorunlu kılan düzenlemelere bakıldığında ise; gerek 1479 Sayılı Kanunun ek geçici 13. maddesi, gerek bilahare Anayasa Mahkemesince tüm maddeleriyle iptal edilen 619 sayılı KHK ve gerekse, 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanun ile eklenen 1479 sayılı Kanunun geçici 18. maddesi ile getirilen düzenlemelerde ortak nokta, tescilin belirtilen tarihlerden sonra yapılmasına karşın kanunda tanınan süreler içinde borçlanma hakkının kullanılabilecek olmasıdır. 1479 sayılı Kanunun geçici 18. maddesi hükmünde belirtilen şartları yerine getiren kişiler, maddede belirtilen sürelere ilişkin prim tutarlarını ödeyerek o döneme ilişkin süreleri sigortalı saydırabileceklerdir. Bu düzenleme ile borçlanma hakkı, 04.10.2000 tarihinden sonra zorunlu sigortalı olarak ....... tescil edilmiş olanlardan, daha önce vergi kaydı bulunanlara tanınmıştır. Yine, aynı maddede sigortalılık hak ve yükümlülüklerinin başlaması için öngörülen tarihlerden itibaren, borçlanma hakkı belirtilen bu süreler dâhilinde kullanılmalıdır. Bu süreler içinde borçlanma hakkının kullanılmaması halinde ise, sonrasında Bağ-Kur sigortalılığının tespitine olanak bulunmamaktadır.
./..
-2-
Bu bilgiler ışığı altında, 1479 sayılı Kanun kapsamında herhangi bir tescili bulunmayan davacının geçici 18. maddeden istifade etmeden milat olarak tanımlanan 04.10.2000 tarihinden öncesine ilişkin geriye dönük tescili mümkün değildir. Anılan maddeden istifade için, sigortalının 02.08.2003 tarihinden başlayarak altı (6) aylık süre içerisinde (05.02.2004 tarihine kadar) vergiye kayıtlı olunan süre için borçlanma istemi olup olmadığı araştırılıp, tartışılması gerekir.
Mahkemece açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin, eksik araştırma, inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
....