Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/5409 Esas 2014/9151 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/5409
Karar No: 2014/9151
Karar Tarihi: 14.05.2014

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/5409 Esas 2014/9151 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, davalıyla yaptıkları protokol gereği çeklere karşılık olarak senetler verildiğini ancak çeklerin ödenip senetlerin bedelsiz kaldığını, davalının senetleri iade etmeyip tahrif edilmiş senetleri icra takibine koyduğunu öne sürerek senetlerden dolayı borçlu olunmadığının tespitine ve tazminata karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, grafolog bilirkişisinin davaya konu senetlerdeki borçlu imzasının davacının eli ürünü olduğunu belirlediği, ancak bilirkişi incelemesinde karşılaştırmaya esas alınan senetlerin tanzim tarihlerinden önceki belge fotokopileri olduğu için imza incelemesine esas alınamayacağına karar verdi. Mahkeme ayrıca İcra ve İflas Kanunu’nun 72/4 maddesi uyarınca davalı lehine tazminata hükmedilebilmesi için ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiğini ve tedbir kararının uygulanması sonucunda alacaklının alacağına geç ulaşmasından dolayı zarara uğraması gerektiği halde davalı lehine tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını belirtti. Sonuç olarak mahkeme kararı bozdu.
Kanun Maddeleri:
- İcra ve İflas Kanunu’nun 72/4 maddesi
19. Hukuk Dairesi         2014/5409 E.  ,  2014/9151 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi
    TARİHİ : 13/11/2013
    NUMARASI : 2011/123-2013/279

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile 08.11.2008 tarihli protokol yapıp davalının elinde bulunan çeklere karşılık 15.12.2008 vade tarihli 42.000 TL bedelli, 30.12.2008 vade tarihli 40.000 TL bedelli senetlerin verildiğini, çeklerin bedelinin ödenip senetlerin bedelsiz kalmasına rağmen davalının bu senetleri iade etmeyip aynı vade tarihli ve miktarlı borçlu kısmındaki imzaların müvekkiline ait olmadığı tahrif edilmiş senetleri icra takibine konu ettiğini ileri sürerek senetlerden dolayı davalıya borçlu olunmadığının tespitine, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, taraflar arasındaki protokolde belirtilen çeklerin bedelinin ödenmediğini, protokoldeki şartlar çerçevesinde iptal edildiği kararlaştırılan çeklerin keşidecisi olan dava dışı Ş. A."ya bedelleri ödenmeksizin teslim edildiğini açıklayarak davanın reddine, %40 tazminata karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, grafolog bilirkişisinin davaya konu senetlerdeki borçlu imzasının davacının eli ürünü olduğunu belirlediği, taraf defterlerini inceleyen bilirkişilerin ise davacının ve davalının defterlerinde senetlere ilişkin kayıt bulunmadığını, ancak davalının defterlerine göre davacıdan 18.054 TL alacaklı olduğunun gözüktüğü, bu miktarın faiziyle birlikte davalının icra takibinde talep ettiği miktardan mahsup edilmesi sonucunda davacının davalıya 65.501,52 TL borçlu olmadığının görüldüğü gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının icra takibinden dolayı davalıya 65.501,52 TL borçlu olmadığının tespitine, bu miktarın %40"ı oranında kötüniyet tazminatının davalıdan, reddedilen 18.423,66 TL"nin %40"ı oranında icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Davacı, davaya konu bonolardaki borçlu imzalarının kendisine ait olmadığını iddia etmiş olup mahkemece bu konuda alınan bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmiş ise de bilirkişi incelemesinde karşılaştırmaya esas alınan davaya konu bonoların tanzim tarihlerinden önceki tarihli belge fotokopi olup imza incelemesine esas alınamaz. Davacının, senetlerin tanzim tarihlerinden önceki tarihlerde yetkili merciler önünde attığı imza örnekleri getirtilerek ve ayrıca mahkeme huzurunda da imza örnekleri alınarak, uzman bilirkişi kurulundan senetlerdeki imzanın davacıya ait olup olmadığı konusunda rapor alınıp, varılacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Diğer taraftan mahkemenin kabulüne göre de İİK"nun 72/4 maddesi uyarınca davalı alacaklı lehine tazminata hükmedilebilmesi için ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilmesi ve tedbir kararının uygulanması sonucunda alacaklının alacağına geç ulaşmasından dolayı zarara uğraması gerektiği halde davalı lehine tazminata hükmedilmesi doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer, davalının tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harçların istek halinde iadesine, 14.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.