14. Ceza Dairesi 2014/6305 E. , 2014/8806 K.
"İçtihat Metni"Uşak Açık Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü bulunan ...’nin 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 105/A maddesi uyarınca cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazı talebinin reddine dair, Uşak İnfaz Hakimliğinin 30.01.2014 tarihli ve 2014/63-63 sayılı Kararma karşı yapılan itirazın kabulü ile Uşak İnfaz Hakimliğinin kararının kaldırılmasına, hükümlünün cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına ilişkin Uşak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.02.2014 tarihli ve 2014/91 Değişik iş sayılı Kararını kapsayan dosyanın incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre; hükümlünün 10 ay 37 gün içtimalı hapis cezasının infazına 27.01.2014 tarihinde Açık Ceza İnfaz Kurumunda başlanmış ise de, hükümlünün cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu nedeniyle hakkında yapılan yargılama sonucunda, Uşak 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.12.2008 tarihli ve 2008/158 Esas, 2008/676 sayılı Kararı ile 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilip dosyanın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay’a gönderildiği ve kararın henüz kesinleşmediği, bu suça ilişkin hapis cezasının üst sınırının 14 yıla kadar hapis cezası olduğu, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 14/4. maddesinde yer alan “Açık ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerden kınamadan başka bir disiplin cezası alanlar ve hükümlü oldukları suçtan başka bir fiilden dolayı haklarında tutuklama kararı veya soruşturma konusu olan suçun kanunda öngörülen cezasının üst sınırı yedi yıldan az olmayan bir başka suçtan soruşturması veya böyle bir suçtan tutuksuz yargılaması devam etmekte olanlar ile yaş, sağlık durumu, bedensel veya zihinsel yetenekleri bakımından çalışma koşullarına uyum sağlamayacakları saptananlar, kurum yönetim kurulunun kararı ile kapalı ceza infaz kurumlarına geri gönderilirler. Bu karar infaz hakiminin onayına sunulur.” İle bu hüküm esas alınarak düzenlenen Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin açık ceza infaz kurumlarına ayrılamayacaklar başlıklı 8/2. maddesinde yer alan “ Kapalı kurumda hükümlü olup;
a) İşlediği iddia olunan başka bir suçtan dolayı haklarında 04.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 100 üncü maddesine göre tutuklama kararı verilenler,
b) Haklarında üst sınırı yedi yıldan az olmayan başka bir suçtan soruşturma
veya kovuşturması devam etmekte olanlar ile üst sınırı yedi yıldan az olmayan bir suçtan henüz kesinleşmemiş mahkûmiyet kararı bulunanlar bu durumları devam ettiği sürece açık kurumlara ayrılamaz” şeklindeki düzenlemelere nazaran, 10 ay 37 gün hapis cezasının infazına başlama tarihinde hükümlü hakkında üst sınırı 7 yıldan az olmayan başka suçtan kovuşturma devam etmesi nedeniyle, cezasının infazının Açık Ceza İnfaz Kurumunda yapılması hukuken imkan bulunmayan hükümlünün sehven açık ceza infaz kurumunda bulunmasının infazda kazanılmış hak olmaz ilkesi gereğince lehine yorumlanamayacağı cihetle itirazın reddi yerine, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli bozmaya atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla incelendi;
Dosya ve kanun yararına bozma isteyen ihbarname içeriğine göre, Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve 29.01.2014 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarih ve 2014/1 sayılı Kararı uyarınca, hükümlü hakkında 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin infazı Hakkında Kanununa göre yapılması gereken disiplin soruşturmasına ilişkin olan kanun yararına bozma istemini inceleme görevi Yargıtay 7. Ceza Dairesine ait olduğundan Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, esası incelenmeyen dosyanın görevli Daireye TEVDİİNE, 26.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.