1. Ceza Dairesi Esas No: 2011/5392 Karar No: 2013/8125 Karar Tarihi: 25.12.2013
Kasten yaralama - Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2011/5392 Esas 2013/8125 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 29/12/2010 tarihli ve 2010/270 (E) ve 2010/467 (K) sayılı kararına göre, Cemal adlı çocuk ile mağdur Kemal yolda yürürken karşılaştılar. Mağdurun saldıracağını düşünen Cemal'in arkadaşlarıyla kaçan Kemal, Cemal ise kaçamadı ve mağdur kendisine bıçakla saldırdı. Aralarında arbede çıktı ve Cemal, bıçakla mağduru yaraladı. Dosya kapsamında doğrudan görgü sahibi tanık beyanı bulunmaması nedeniyle gerekçeli kararın eksik olduğu ve bu nedenle mahkumiyet hükmünün bozulmasına karar verildi. Kanun maddeleri olarak Anayasa'nın 141. maddesi ve 5271 sayılı CMK'nun 34, 230 ve 232. maddeleri belirtilmiştir.
1. Ceza Dairesi 2011/5392 E. , 2013/8125 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No: 1 - 2011/133696 MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesi TARİHİ VE NO: 29/12/2010, 2010/270 (E) ve 2010/467 (K) SUÇ : Kasten yaralama
TÜRK MİLLETİ ADINA
Suça sürüklenen çocuk Cemal"İn tüm aşamalarda "biz Kemal ile yolda yürürken mağdur ile karşılaştık yanında arkadaşları vardı, mağdurun bize saldıracağını anladığımızdan Kemal kaçtı ben ise mağdurun beni daha önceden bıçakladığı için kaçamadım, mağdur üzerime elinde bıçakla saldırdı, aramızda arbede çıktı, bende cebimden bıçağımı çıkartarak mağduru bıçakladım" şeklindeki savunmaları karşısında, taraflar arasında devam eden Sulh Ceza Mahkemesinin 2009/301 esas sayılı dosyasının celbi ile incelenmek suretiyle, dosya kapsamında olaya ilişkin doğrudan görgü sahibi tanık beyanı da bulunmaması karşısında, gerekçeli kararın Anayasa"nın 141 ve 5271 sayılı CMK.nun 34, 230 ve 232 maddelerinde belirtilen nitelikleri taşıması gerektiği, gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin açıkça gösterilmesi, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, Yargıtay denetimine imkan verecek biçimde ayrı ayrı gösterilmesi ve haksız tahrik hükümleri konusunda hangisinin hangi sebeple diğerine üstün tutulduğu belirtilerek, ulaşılan kanaat ve suça sürüklenen çocuğun suç oluşturduğu sabit görülen fiilleri ve bunların nitelendirilmesi ile buna göre hüküm kurulması gerektiği düşünülmeyerek, yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA), 25/12/2013 gününde oybirliği ile karar verildi.