Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/11460
Karar No: 2013/10560
Karar Tarihi: 03.06.2013

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2012/11460 Esas 2013/10560 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2012/11460 E.  ,  2013/10560 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 04/11/2008 gününde verilen dilekçe ile el atmanın önlenmesi ve maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; müdahalenin meni yönünden karar verilmesine yer olmadığına ve davanın tazminat talebi yönünden kabulüne dair verilen 12/04/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, haksız eylemden kaynaklanan maddi tazminat ve el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, maddi tazminat isteminin kabulüne, el atmanın önlenmesi istemi hakkında ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacılar, bina inşa edecekleri taşınmazdan Aski"ye ait su borusunun geçmesinden dolayı inşaat ruhsatı alamadıklarını, bu nedenle inşaata başlayamadıklarını belirterek, mahrum kaldıkları kira gelirinin tazminini ve el atmanın önlenmesini talep etmişlerdir.
    Davalı, inşaat ruhsatı çıkartılmadan inşaata başlanmasının mümkün olmadığını, bu bakımdan kira gelir kaybının olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Yerel mahkemece, bilirkişi raporuna göre, kira gelir kaybına yönelik maddi tazminat isteminin kabulüne karar verilmiş, yargılamanın devamı esnasında su borusu kaldırıldığından dolayı el atmanın önlenmesi istemi hakkında hüküm verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden, davacı müteahhit ... ile diğer davacılar arasında akdedilen 03.12.2007 tarihli kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca taşınmaz üzerine inşa edilecek binanın mimari projesinin 11.04.2008 tarihinde tasdik edildiği, davacı ..."nin inşaat ruhsat harcını 22.04.2008 tarihinde yatırdığı, aynı tarihli başvuru üzerine 25.04.2008 tarihinde davacıya temel kazı izni verildiği, ancak su borusundan dolayı inşaata başlayamadığından bahisle davacının 18.09.2008 tarihli dilekçesi ile, bu taşınmaz için yatırılan ruhsat harcının başka bir taşınmaza devredilmesini talep ettiği, istem uyarınca ruhsat harcının başka bir taşınmaza aktarıldığı, en son 18.03.2009 tarihli harçlandırılmış ruhsat talep dilekçesine istinaden 19.03.2009 tarihinde inşaat ruhsatının verildiği, 02.04.2009 tarihinde de taşınmazdan su borusunun kaldırıldığı anlaşılmaktadır.
    Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu, bir takım varsayımlar üzerinden tanzim edilmiş, dava konusu zararın davalının eyleminden kaynaklanıp kaynaklanmadığı konusunda yeterli kesinlik içermemektedir. Şöyle ki, bilirkişi raporunda; davacının, davalı idareye yönelik 28.03.2008 tarihli başvurusunun, taşınmazdan su borusunun kaldırılmasına yönelik olduğu, davacının ruhsat harcını yatırdığı 22.04.2008 tarihinde belediyeden ayrıca ruhsat talebinde bulunduğu, taşınmazdan su borusu geçtiğinden dolayı ruhsat talebinin belediye tarafından reddedildiği varsayılmış, ruhsat başvuru tarihinin üzerine 30 günlük ruhsat verme süresi ilave edilerek bu tarih ile ruhsat talebinden vazgeçme tarihi arasındaki süre üzerinden kira gelir kaybı hesaplanmıştır. Bilirkişi raporunun bu şekilde bir takım varsayımlara dayanmasına rağmen, mahkemece bu varsayımların gerçek olup olmadığı araştırılmamış, rapor aynen hükme esas alınmıştır.
    Yasal mevzuat gereği, davacılardan ..."nin, inşaat ruhsatı almadan bina inşa etmesinin mümkün olmadığı, ancak davalı idarenin talep olmasına rağmen makul sürede kaldırmadığı su borusundan dolayı, davacının ruhsat talebinin reddedilmesi durumunda, davacıların ileriye dönük kira gelir kayıplarının tazminini isteyebilecekleri kabul edilmelidir. Şu halde; davacılardan ..."nin, davalı idareden taşınmazdaki su borusunun kaldırılmasına yönelik bir isteminin olup olmadığı, harç yatırmasının yanı sıra açıkça ruhsat talebinde bulunup bulunmadığı, varsa böyle bir talep hakkında belediyenin ne tür bir karar verdiği, su borsunun geçmesini ruhsat verilmesine engel görüp görmediği ilgili kurumlardan araştırılarak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03/06/2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY YAZISI

    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2/1-b maddesine göre; idarenin (kamu kurumunun) "eylem ve işlemleri" sonucu zarar gördüğünü ileri süren hak sahiplerinin açacakları tam yargı davalarına bakma görevi İDARİ YARGININ yetki sınırları içine girmektedir.
    Görev konusu kamu düzeni ile ilgili olup, (zira mahkemelerin görevleri yasalarla belirlenir.) taraflarca ileri sürülmese dahi yargılamanın her aşamasında hakim tarafından re"sen değerlendirilip, görev hususunun yasalara uygun olarak karara bağlanması gerekir.
    Yargıtay uygulamalarında idarenin eylemi, "plan ve projeye bağlanmayan" haksız eylem niteliğinde görüldüğü hallerde, hak sahiplerinin açtığı tazminat davalarında görevli mahkemelerin Adli yargı olacağı kabul edilmektedir. Ancak, ben bu uygulamayı 2577 sayılı Kanunun 2/1-b maddesine aykırı gördüğüm için bu görüşe katılmıyorum. Zira, mahkemelerin görev sınırları yasalar ile belirlenip, yasalara aykırı şekilde yargı kararı ile belirlenemez. Ayrıca, 2577 sayılı Kanunun 2/1-b maddesinde hiçbir ayrım yapılmaksızın idarenin tüm "eylem ve işlemlerinden dolayı" idari yargının görevli olduğu açıkça belirtildiğine göre, idarenin “plan ve projeye bağlı olmayan” eylemleri de adından anlaşılacağı üzere “eylem” olduğundan ve Yasa’da tanımlanan görev kapsamına “eylem” de alınmış olduğundan ve burada önemli olanın eylemin niteliği olmayıp eylemin kimin tarafından yapıldığıdır. Yasa, idarenin (kamu kurumunun) eylemlerini idari yargının görev sınırları içerisine almış olduğuna göre, idarenin haksız eylem niteliğinde kabul edilen eylemlerinde görevli mahkemenin (Yargının) adli yargı olacağına ilişkin düşüncelerin doğru olmadığı kanaatindeyim.
    Somut olayımızda da davacı taraf, davalı idarenin (kamu kurumunun) kamu hizmetini yerine getirirken ortaya koyduğu eylem veya işlemlerinden zarar gördüğünü ileri sürerek bu davayı açtığına göre davaya bakma görevi idari yargının yetki sınırları içinde kalacağından adli yargı hakiminin yargı yolu bakımından dava dilekçesinin reddine karar vermesi gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüş ve düşüncelerine katılmıyorum. 03/06/2013







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi