.........

Dava, 2000-2003 arası dönemde 506 sayılı Yasaya dayalı zorunlu sigortalılık süreleri ile çakışan 1479 sayılı Yasanın 24. maddesi kapsamındaki ......... sigortalılığının iptali ile çifte sigortalılığın giderilmesi istemine ilişkindir.

Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama süreci sonunda yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum avukatının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Mahkemece, davanın reddine dair tesis edilen ilk hüküm Dairemizin 02.06.2009 gün, 2009/10030 karar sayılı ilâmıyla “Şahsi vergi, oda ve sicil kaydı bulunmayan davacının, 19.03.1996 tarihinde tescil edilen ...... kurucu ortağı olup, 26.12.1998-04.09.2003 arası dönemde aynı zamanda şirket müdürü iken 04.09.2003 tarihi itibariyle müdürlük görevinden ve ortaklıktan ayrılmış bulunmasına, dershane olarak faaliyet gösteren şirket iş yerinde 01.09.1996-16.09.2003 arası dönemde, davacının, 1876 gün 506 sayılı Yasa kapsamında zorunlu .....’lı çalışmasının bulunmasına, 29.03.2000 tarihli müfettiş raporuna istinaden 01.09.1996-16.09.2003 arası dönemdeki zorunlu .....’lı sigortalılığın ....’ca iptal edilmesine, davacının, 13.04.2005 intikal tarihli giriş bildirgesine göre 04.10.2000 tescil-04.09.2003 terk şeklinde ........ sigortalısı sayılmasına göre, 04.09.2003 tarihinden önceye yönelik istemin reddine dair mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
.......

Ancak, davacının, Bağ-Kur sigortalılığının 04.09.2003 tarihinde terkin edilmesine ve 04.09.2003-16.09.2003 arası dönemde şirket ortaklığına dayalı sigortalılığının bulunmamasına rağmen, karar gerekçesinde davacının 04.10.2000-16.09.2003 tarihleri arasında........sigortalısı olduğu belirtilerek davanın reddine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna” işaret edilerek kararın bozulmasına hükmedilmiştir.

Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilâmı uyarınca, 04.09.2003 tarihinden önceye yönelik talebin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, davacının........ sigortalılığının 04.10.2000 tescil-04.09.2003 terk biçiminde anılan dönemden ibaret olduğu gözetilmeksizin, “04.09.2003-16.09.2003 tarihleri arasındaki 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığın iptaline” biçiminde hüküm tesis edilerek, mevcut olmayan bir sigortalılığın iptaline karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı görülmüştür.

Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.

SONUÇ:Hüküm fıkrasının (1) no’lu bendinde yer alan “...davacının 04.09.2003-16.09.2003 tarihleri arasındaki 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığının iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine” hükmünün silinerek, kısa karardan ve hüküm fıkrasından çıkarılmasına ve kararın bu biçimiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 23.02.2010 gününde oy birliğiyle karar verildi.


........