11. Hukuk Dairesi 2014/15946 E. , 2015/1237 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13/05/2014 tarih ve 2013/600-2014/263 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili ve davalı vekili ile davacılardan ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davalı Üniversite"nin Eğitim Fakültesi ile Fen ve Edebiyat Fakültesi"ne ait binaların mimari, betonarme statik, mekanik, elektrik tesisat projelerinin, yapılan görüşmeler binaen, müvekkili şirketler tarafından çizildiğini ve mail yolu ile davalıya gönderildiğini, ancak davalının bir anlaşma sağlanmadan davacıların bilgi ve izni olmaksızın, bilimsel eser niteliğindeki bu projelerin başka bir firma aracılığı ile uygulamaya konulmak suretiyle haksız ve hukuka aykırı bir şekilde kullanıldığını ileri sürerek, her bir davacı için 8.000,00 TL olmak üzere toplam 32.000,00 TL"nin üç kat fazlasının eserin kullanıldığı tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında davacı ... yönünden talebini 85.189,58 TL, ... için 110.635,85 TL, ... için 221,371,00 TL, ... içinse 165.953,00 TL olarak ıslah etmiş, anılan miktarların 3 kat fazlasını talep etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu binaların dava dışı Vakıf tarafından yaptırıldığını, bu nedenle husumetin kendilerine yöneltilemeyeceğini, dava konusu projelerin davacılar tarafından bağışlandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacılar tarafından çizilen projelerin ilim ve edebiyat eseri olduğu ve davalıya kısım kısım mail yolu ile veya elden teslim edildiği, dava konusu projelerin davalıya bağış yoluyla değil bedel karşılığında devredildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 85.189,58 TL"nin 5846 Sayılı Yasa"nın 68. maddesi gereğince 3 katının dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davacı ... "ne, 221.271,00 TL ve 165.953,00 TL"nin 5846 Sayılı Yasa"nın 68. maddesi gereğince 3 katının projelerin izinsiz kullanıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile davacılar ..."ye ve davacı ..."ne, 110.635,82 TL"nin 5846 sayılı Yasa"nın 68. maddesi gereğince 3 katının yasal faizi ile davacı ..."ne verilmesine karar verilmiş, davacı ... vekili, mahkemece faizin hangi tarihten itibaren yürütüleceğinin belirtilmediği ve davalının tek olmasına rağmen hükmedilen miktarın davalılardan tahsiline şeklinde karar verilerek infazda tereddüt yaratıldığı gerekçesiyle tavzih talebinde bulunmuş, mahkemece istem reddedilmiştir.
Kararı, davacılardan ... vekili ve davalı vekili temyiz etmiş, davacılardan ... vekili, ise hem kararı hemde tavzih isteminin reddine dair kararı temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı ..... vekilinin ve davalı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Mahkemece çoğaltma hakkının ihlali gerekçesiyle bilirkişi raporundaki davacı şirketlerin hak sahibi olduğu eser niteliğindeki projelerin bir bütün olarak oluşturduğu 21.789 m2"lik alan dikkate alınarak ve bu miktara yönelik yapılan hesaplama benimsenmek suretiyle 5846 sayılı FSEK"in 68. maddesine dayalı telif tazminatına hükmedilmiştir. Oysa, 5846 sayılı FSEK"in 22. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, "mimarlık eserlerine ait plan, proje ve krokilerin uygulanması da çoğaltma sayılır." Somut olayda, davacıların hak sahibi oldukları projelerin 5846 sayılı FSEK"nin 52. maddesine uygun bir sözleşme olmaksızın tamamı değil de kısmen zemine uygulanması suretiyle çoğaltılması söz konusu olduğuna göre , bu durumda izinsiz çoğaltma eylemi nedeniyle dava konusu projelerin uygulandığı yapıların metrekare alanları dikkate alınmak suretiyle, 5846 sayılı FSEK"nin 68. maddesi uyarınca ödenmesi gereken rayiç telif bedelinin belirlenmesi gerekir. Mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda dava konusu projelerin zeminde 5.716 m2"lik bir inşaat alanına uygulandığı belirtildiğine göre, FSEK"nin 22. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, bu uygulanan alan dikkate alınmak suretiyle telif tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde, projenin tümü itibariyle telif tazminatına hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3-Kabule göre de; mümeyyiz davacı ..... lehine hükmedilen asıl alacağın yasal faiziyle tahsiline ilişkin hükümdeki, faizin cinsi ve oranı asıl alacağı fer"isi niteliğinde bulunduğundan reeskont faiz yerine yasal faize hükmedilmesi halinde davanın kısmen kabulü söz konu olmayacağından, bu nedenle davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, davalı harçtan muaf olduğu halde mümeyyiz davacı tarafından yatırılan dava açılış harcının ve ıslah harcının mümeyyiz davacıya iadesine karar verilmesi gerekirken bu yönde hüküm tesis edilmemesi de doğru olmamış kararın bu nedenle mümeyyiz davacı ... lehine bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
4- Bozma sebep ve şekline göre davacı.... vekilinin karara ve tavzih isteminin reddi kararına yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan açıklanan davacı ..... vekilinin ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle de davacı .... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın anılan davacı yararına BOZULMASINA, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ..... vekilin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı ..."ne iadesine, 04/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.